Nihat BENCAN
Niye yarı Türkçe yarı İngilizce çünkü devir değişti. Günlük hayatımızda ne kadar İngilizce veya yabancı kelime kullanıyoruz ki farkında olmadan. İşte bu hafta da sizlere içinde bulunduğumuz durumu böyle anlatmak istedim.
Ekonomimiz kağıt üzerinde, yetkili kurum ve kişilerin açıklamalarına bakarsak maazallah uçuyoruz. Piyasalar çok çok çok iyi. Enflasyon yerlerde sürünüyor, işsizlik, faizler düşüyor. Yani cebimizi ilgilendiren, yani harcamalarımızı bağlayan rakamlara bakınca hayat seviyemizin geçen yıla göre daha iyi olması gerekiyor.
Peki, gerçekten öyle mi?
Yani geçen yıl yapış olduğumuz harcamalarla bu yılki harcamalarımız gelir gider dengesi açısından aynı mı? Daha mı iyi, daha mı kötü? Valla bunlara siz karar vereceksiniz. İş arıyor ve bulabiliyor musunu? Diyelim ki işiniz var belli bir oranda ücret alıyorsunuz. Geçen yılki temel ihtiyaç malzemelerini alırken gerçekleştirdiğiniz alımların aynısını alabiliyor musunuz? Şu soğuk kış günlerinde ısınma ihtiycanızı geçen yıla göre daha tasarruflu karşılamayı düşünüyor musunuz? Ev kirası, elektrik, su, telefon harcamalarından geçen yıllara göre daha fazla tasarruf yapmaya başladınız mı? Yani tüm bunları toparlayacak olursak, geçen yıla göre yaşam standartlarından ne kadar tasarruf yaptıklarımıza bakarsak benim sahadan aldığım değerlendirmelere göre ülkenin de ekonomisi iyiye gitmiyor, bizim cep ekonomimizde iyi gitmiyor.
Eski elli yaş üstü siyasetçiler veya siyasetle uğraşanlar çok iyi bilirler. Rahmetli Süleyman Demirel, bir köye gider mevsimi olmasa da buğday taban fiyatını açıkladığında bilinirdi ki yakında seçim var.
Tabi ülkemizde tarım bittiğinden artık buğday taban fiyatının önemi kalmadı. Artık seçim yatırımı başlatmak istiyorsanız sahaya ineceksiniz. Hatırlayalım daha geçen yıl seçim yaklaştığında sahada kimler vardı, yani televizyonların hangi kanalını açsanız karşınızda canlı yayında kimleri görüyordunuz? Artık gına gelmişti. Her kanalda siyasetçileri görmekten TV seyredemez durumdaydık. En heyecanlı siyasi destekçileri bile “yeter yav bu kadarda olmaz” deme derecesine getiren yayınlar vardı. Daha önce açılışı yapılan yollar, tesisler, kurumlar yatırımlar ve açılan yerlerin üçüncü defa açıldığına şahit olmadık mı? Şimdi aynı fotoğrafı yeniden yaşamıyor muyuz?
Daha da önemlisi artık yeni bir yöntem uygulanıyor bu dönemde. Eğer seçim hazırlığı yapıyorsak vatandaşın içinde bulunduğu sıkıntılı durumu unutturacak, gündemi çok hassas olduğumuz gündemle değiştirmek milli ve vicdan duygularımızı ön plana çıkaracak hamleler yaparak algı yaratmak. İşte bu algı savaş algısı. Bunu birçok emperyalist ülke yapıyor ve başarılı oluyorlar. şimdi gelelim ülkemizdeki duruma. Ekonomi kötüye gidiyor. Vatandaşın yaşam tarzı gün geçtikçe daha da fakirleşiyor ve yapılan araştırmalara bakacak olursak bugünkü hükümet oy kaybına uğruyor ve bu aşağıya doğru düşüş hızla devam ediyor. Eğer seçim döneminde yapılacak açıklamalar ve alınacak önlemlerle düzeltilme ihtimalinin psikolojik sınırı olan 5-7 puanın altına düşerse iktidar kaybeder.
İşte bu gelişmeler; yani iktidarın yine sahaya inmesi, kucağımızdaki yeni cephemiz Libya askeri mudahalesini de yan yana getirdiğimizde yakında seçim var diyebilme düşüncesine kapılıyoruz
Kalın sağlıcakla..
