Nurcan CEYRAN
Millet işi gücü bıraktı, geçim derdi, sosyal sorumluluk, aile bütünlüğü derken farklı kaygılarımız hortladı….
Hangi ara bu kadar insanlıktan çıktık, önce kanunları eleştiriyor yetersiz diyorduk….
Şimdi yetersiz bulduğumuz kanunlara bile razıyız belki de. Hak hukuk savaşı verirken sözde imtiyaz sahibi insanların da bu taleplerin karşısında olmaları, bunu engellemeye çalışmaları daha da içler acısı.
Evet maalesef, geçtiğimiz günlerde, hak, adalet yürüyüşü yapan bir kaç hemcinsimden bahsediyorum…
Ordu da hiç tanımadığı bir adam tarafından kalbi 2 ye bölünmüş olan son kadın cinayeti, daha bir kaç gün öncesine kadar bir markette daha 4 yaşında ki küçücük bir kız çocuğuna yapılan ve kameralara yansıyan taciz derken Türkiye hızla artan, sapıklık, sapkınlık la karşı karşıya kaldı…
2 gün önce kaldırımda yürürken ön tarafta yürüyen hiç tanımadığım bir bey ile, aynı kaldırımı kullanmaktan imtina ettiğimi hissettim, arkadan gelen varmı diye baktım sonra, elimi çantama attım, biber gazımı ve cep telefonunumu alıp kamerayı açtım bir bayan olarak kendime de bir o kadar acıdığımı hissettim…
Nedeni; kontrolsüz hapishaneden sözde izinli çıkıp, kaçan, hiç tutuklamadan, ceza almadan salıverilenler, rehabilite edilmeden toplum içine gönderilen o kadar tehlikeli insan varki, ERKEK demiyorum, İNSAN…
Çünkü şiddetin cinsiyeti yok olmamalı, tıpkı,dansın, mesleğin, müziğin, eğitimin, kıyafetin, oyuncağın, renkler ve filmlerin de olmadığı gibi…
Ve yine Kütahya’da olan 3 erkek çocuğun okul arkadaşları olan 1erkek çocuğa tecavüz edip öldürdüğü gibi, burdaki yaşlar çok dikkat çekici, 12 ile 16 yaş arası olan çocuklar çok dikkat gerekiyor, ÇOCUKLAR bir anne gözü ile bakınca bana göre o kadar masum olmaları gereken yaştalar ki tarifi imkansız bir sükut içinde kalıyor insan….
Ailelerde mi eksiklik var, EĞİTİMDE mi bilmiyorum ama, İnsanları, bireyleri korumak ve onların korunma talepleri yerine getirmeliyiz yoksa yaşanılası bir dünya olmaktan çıkacak kesinlikle Devletin yükümlülüğünde olan bu durumun hayata geçmesi gerekiyor …
Bu konuya el atılmasını temenni ederken, bu hakkı,, haklı olarak talep eden kadınların, ters kelepçe ile Tutuklanıp, göz altında tutulmaları da ayrı bir konu….
Birilerini suçlamak yada sorgulamak değil elbette gayemiz, fakat daha fazla geç kalmadan keşke bu konulara eğilim sağlansa, en basiti nacizane düşüncem, ana okulundan başlayan eğitim süreci ise bu konuları ders olarak verebilme imkanımız olsa….
3 yıl önce hindistanlı Aamir Khan ın, cinsel istismar konulu bir thalk show tarzında bir programda kısa bir eğitim programı izleme şansım olmuştu… Tıpkı bu animasyonda olduğu gibi bu yaşlarda başlayıp, ilerleyen yaş ve sınıflarda, kız çocuklarının, daha korunası, daha narin belki yardım a ihtiyacı olan bireyler gibi anlatılan..;
bir masayı tek başına çekmesinin mümkün olmadığını, belki de 4-5 kilodan fazlasını yanlız taşıyamaz gibi , yada erkek çocukların, yemek konusunda, temizlik konusunda bayanlar kadar başarılı olamadığı için mutlaka destek olunması gerektiği gibi eğitimlere konu olsa, kız, erkek ayrılması değil de yardım destek konulu dersler konulsa okullarda, rehabilite edilmesi gerekenlerin su yüzüne çıkacağı, çıkanların kontrol altında tutulacağı, yada ilerde rehabilite edilmeye gerek duyulmayacak bireyler yetiştirilme imkanı olur mu diye düşünüyorum açıkçası….
Şilili bir gurup feministin dünyada da söyledikleri bir şiir gibi…
“Bizi dünyaya gelmiş olmak ile suçlayan, Senin göremediğin şiddetindir”
Ve şu bir gerçek, tecavüzcüyü aklayan, şiddeti meşru kılan, kadına zorbalığa göz yuman, bu tip olaylara sessiz kalanlar… Eylemi yapan kadar da tecavüzcüdür bana göre…
Çünkü onca hakkı ihlal etmek, yok saymak ta bir tecavüzcüdür aslında….
