UMUT VE MUHAMMED’İN ARDINDAN

0
670

M. Hanifi KILIÇ

Öyle bir an gelir ki… Bazen insan canhıraş hayatın önüne çıkardığı sorunlarla mücadele ederken, hiç beklenmedik bir zamanda hayatın acı gerçekleriyle yüzleşir… Bir anda her şey biter ve kimsenin önüne geçmeye gücünün yetmeyeceği sonsuzluk hükmünü ilan eder. Ve anlarız ki “kader” denen bir gerçek vardır.

Umut Yakup Tanrıöver, staj başvurusu için yanıma geldiğinde gencecik bir lise öğrencisiydi. Gözleri pırıl pırıl parlıyor, dudaklarından gülümseme eksik olmuyordu Umut’un.
Medya sektörüne gönül verdiğini her hâliyle belli ediyordu ve Bahartürk TV’de staj yapabileceğini söylediğimde sevinçten adeta havalara uçacaktı.
Önce staja başladı, staj bitince de kanalın kadrolu personel oldu. Beni hiç mahcup etmedi, verdiğim tüm görevleri hakkıyla yerine getirdi. İşini çok seviyordu, her genç gibi delidoluydu ama görev denince akan sular dururdu Umut İçin.
Kanal kapanınca yollarımız ayrıldı kısmen. Artık farklı mecralarda idik. Umut, İHA Gaziantep Bürosu’nda göreve başladı. Bazen karşılaşıyorduk ve hemen yanıma geliyor, içten bir saygıyla bana selam veriyordu. Bana hep “Müdürüm” derdi, ben de ona kardeşim derdim.
Ve bugün..
Telefonum acı acı çaldı…
Arayan Sabah gazetesinin Gaziantep Temsilcisi meslektaşım Mehmet Boncuk’tu… Üzgün bi ses tonuyla haberi verdi: “Nizip yolunda korkunç bir kaza oldu. Ölenler arasında senin eski personelin Umut ta var!”
Sustum!
Kelimeler boğazıma düğümlendi…
Sonra Gaziantep Gazeteciler Başkan Vekili ve DHA Bölge Temsilcisi Hasan Kırmızıtaş’ı aradım ve acı haberi o da teyit etti ve acımı daha da katmerleştirdi: “Kazada; İHA’nin 2 muhabiri yaşamını yitirdi. Ölenler arasında Muhammed Abdulkadir Esen de var. Toplam ölü sayısı 16.”
Kısa bir suskunluğun ardından sadece “Muhammed de mi?” diyebildim.
Genç İHA Muhabiri Muhammed Abdulkadir Esen de ölmüştü!
Benim sevdiğim, tanıdığım ve gelecek vaat eden genç gazeteci Muhammed de sonsuzluğa giden kervanın yolcuları arasındaydı…

HER ÖLÜM ERKEN ÖLÜMDÜR, BAZILARI ÇOK ERKEN ÖLÜMDÜR
Kim ne derse desin, Cemal Süreyya’nın dediği gibi, “Her ölüm erken ölümdür!”
Bazıları için ise, ölüm gerçekten tüm anlamlarıyla erken ölümdür!
Hayattan alacağı henüz bitmemiştir.
Düşlerinin peşinden koşmak için zamana ihtiyacı vardır.
Daha yapacak çok işi, yürümesi gereken çok yolu vardır…
Kısacık ömrüne kocaman bir hayatı sığdırmış olması, hayatı dolu dolu ve hızlı yaşaması geride kalanları teselli etmeye yetmeyecek kadar erkendir gelen ölüm.
Ve giden kaç yaşında olursa olsun, ölümün o soğuk yüzünü hiç bir zaman sevdiklerimize yakıştıramayız.
Sizler de erken gidenler kervanında yerini aldınız kardeşim, genç meslektaşlarım Umut Yakup Tanrıöver ve Muhammed Abdulkadir Esen!
Mekanınız cennet olsun.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz