SEPETTEN KASAYA ANLIK YÜZDE 30 ZAM

0
452

Nurcan CEYRAN

Son zamanların gündemi maalesef bir yandan her gün ve peşpeşe yapılan ZAM’lar ve bir yandan da eriyip gider maaşlar, dolar karşısında yok olan Türk Lirası, faturalardaki çılgın artışlar, altından kalkması imkansızlaşan ekonomik yük, işsizlik, yoksulluk ve orta direk diye adlandırılan sınıfın resmen yok olması.

Her geçen gün gerçekten gözümüze sokula sokula artan artışlara yetişmek imkansızlaştı. Geçtiğimiz günlerde kahve artışından bahsederken 90 TL liraları gördü diyerek şikayet etmiştim, daha bir hafta olmadan TV haberlerinde 140 lirayı gördüğümde ikinci bir şok yaşadım…
Komşu, arkadaş, kardeş kiminle karşılaşsak sohbetin konusu hemen ZAM’lara geliyor. Zamlar yüzünden sırtımızdaki devasa kamburun altından kalkıp doğrulamak giderek imkansızlaşıyor.
Denetlenmeyen, kontrol edilemeyen zamlar, stok yapıldığı idea edilen ürünler, piyasada bulunması zor olan yağ, şeker, un ve tekel ürünleri gibi temel ihtiyaç maddeleri… bu kadar kontrolsüz bir sürece girmenin elbette bir açıklaması olmak zorunda diye düşünmeden edemiyoruz.
Başımızdaki bizi yöneten büyüklerimizin ağzından adeta bal damlıyor. TÜİK verilerine göre olması gereken faiz ve piyasa analizlerine göre orta gelirli bir ailenin aylık gelirinin kendi gibi 2-3 aileye yeteceği gibi bir hesap çıkıyor ortaya!
Sözde o piyasa verilerine göre sütün olması gereken fiyatın bu gün en az 2 katı olduğu ve 12 lirayı görmüş olması içler acısı..
Yağ, şeker o keza…
Biz mi farklı bir dünyada yaşıyoruz yoksa denetlenmesi doğru yapılmamış, piyasanın ne durumda olduğunun farkında olmayan, vatandaşın kan kaybettiğini görmeyen devlet erkanı mı başka bir dünyada yaşıyor?
Dolar ve Euro konusuna değinmek bile istemiyorum. Dev bir sanayi şehri olan Gaziantep’in esnafı resmen kan kaybediyor.
Kepenk kapatan işletmeler hayli fazla…
Her geçen gün bu durumun arttığını duymak insanın içini acıtıyor.
Büyük AVM’lerin koridorlarından geçerken kapanmış büyük markaların olduğu görmek, bu AVM’lerin doluluk oranının neredeyse yarı yarıya inmiş olması da bulunduğumuz durumun en net özeti sanırım.
Kira artışları TEFE-TEÜFE’ye göre belirlenen en yüksek seviyeden hesaplanıyor.
Alt barem hesaplanmış olsa karşı taraf zorda kalacak, üst seviyeden hesaplansa bu ekonomik kriz ile boğuşan vatandaş zor durumda kalacak.
Her halükarda olan vatandaşa oluyor.
Gaziantep’in eski bir tabiri ile; böyle giderse yakında vatandaş “yakasını yırtan deliye dönecek” maalesef…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz