Yaz sebzelerini kışın da tüketmek isteyenlerin ilk tercihi konserve yapmak oluyor. Ekonomik ve sağlıklı olarak bilinen bu yöntem ise uygun koşullarda hazırlanmadığı zaman hastalıkları da beraberinde getiriyor. Yaz güneşini kış sofralarına taşımak için konserve yapmanın doğru bir yöntem olduğunu ifade eden İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Koruyucu Sağlık Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Özyaral, Silivri Belediyesi Kültür Müdürlüğü ve Üretici Kadınları ile beraber hem yaz konservelerini hazırladı hem de domatesin vitamin ve mineral değerlerini kaybetmeden nasıl konserve haline getirilebileceğini anlattı.
LİKOPENİ KAYBETMEMEK İÇİN KABUKLARI KULLANIN
Gıdada ölçülen en güçlü antioksidan, kanser, kalp hastalığı ve maküler dejenerasyonun önlenmesinde rol oynadığı düşünülen likopenin domateste bol miktarda bulunduğunu belirten Prof. Dr. Özyaral, özellikle konserve yaparken domatesin kabuğunun kullanılması gerektiğine dikkat çekti.
Domatesin kabuğunun ziyan olmaması için konservede rende tekniğini kullanan Özyaral, “Kış domatesi güneşle tanışmamış oluyor ve içinde D vitaminini yaşatmıyor. Olgunlaşması gereken likopen ise olgunlaşmıyor. Biz yazın tarlalardan, seralara girmemiş, tarım ilacı değmemiş domateslerden konserve yapıyoruz. Domates rendesini kaynattığımız zaman kabuktaki birikmiş likopen olduğu gibi gıdanın içine geçecektir. Bütün ürünlerin hepsinde likopen oranı oldukça yüksek” dedi.
“YATAY KESEREK DOKUYU HİSSEDİN”
Koyu renkli ve parlak domateste mineral ve vitamin değerinin yüksek olduğunu ifade eden Özyaral, “Domatesin dokusunu anlamak ve algılayabilmek için kökündeki saplarının kokusunu almamız gerekiyor. Bu sap kurumamış olacak. Kuruduğu anda yapısal özelliği bozuluyor” diye konuştu.
Domatesin dokusunu anlayabilmek için yatay kesim yapmayı öneren Özyaral, “Domatesi dikey değil yatay kesmeliyiz. Çekirdekten zengin domates doğaldır, bunu görmeliyiz. Bütün domatesleri makinede kabuğu ile çekiyoruz çünkü kimyasal kullanılmayan domatesleri kullanıyoruz” dedi.
ÇİĞ TÜKETİMİNDE ZAYIFLAMA VE ANTİ KANSEROJEN ETKİ
Domatesin çiğ tüketiminde de birçok faydası olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özyaral, “Domatesi çiğ tüketirseniz, anti kansorejen etkisi de var. Aynı zamanda zayıflamaya da çok yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı.
RAF ÖMRÜ 6-8 AY ARASINDA
Domates konservesi yaparken dikkat edilmesi gerekenleri anlatan Prof. Dr. Özyaral, “Domates konservesi ağır ateşte yapılır ve dibi tutturulmaz. Sürekli karıştırılarak pişirilir. Konserve haline getirilirken kapak yapısı, şişenin özellikleri, içindeki havanın alınması gibi noktalara dikkat etmemiz gerekiyor. Koruyucu ve destek maddesi koymuyoruz. Bu konserveleriniz raf ömrü 6 ile 8 aydır” dedi.
1 LİTREYE 1 YEMEK KAŞIĞI TUZ
Konservenin daha dayanıklı olması için 1 litreye ortalama bir yemek kaşığını geçmeyecek şekilde tuz koyulduğuna vurgu yapan Özyaral, “Konserveyi kullanırken o yemeye asla tuz ilave etmiyoruz. Vücudun ihtiyacı olan tuzu aşmamak gerekiyor. Koruyucu olarak kullandığımız tuz, yemeğin damak tadımıza göre eklememiz gereken tuza eşit oranda olmalı” diye konuştu.
YAZ GÜNEŞİNİ MASANIZA TAŞIYIN
Prof. Dr. Özyaral, “Bir buzdolabı poşetinin içine de birer bardak domates rendesi doldurursanız ve onu dondurursanız, donmuş taze domates soyup suyu elde edersiniz. Bunu hiç eritmeden direkt tencerenin içine koyduğunuzda güneşe olduğu gibi tencerenin içine koymuş olursunuz” ifadelerini kullandı.
Hazır alınan ürünlerde domatesin özelliklerinin kaybolduğunun altını çizen Prof. Dr. Özyaral, “Hazır ürünlere tatlandırıcı, koruyucu, kıvam verici, renk verici gibi maddeler katılıyor. Biz ne yersek oyuz. Bunların bütün genetik özelliği bizim genetik kodlarımıza ekleniyor. Bunlar genetiği bozulmamış, GDO’lu ürünler olmadığı için bu domatesi yediğimiz zaman benim genetiğim de doğal kalacak” dedi.
ÖLÜMLE SONUÇLANABİLİR
Konservenin kaynama süresinin önemi kadar, kavanozlama aşamasının da bir o kadar önemli olduğuna dikkat çeken Özyaral, “Domatesler ‘tıkırdayana kadar’ kaynadıktan sonra, en az yarım saat daha kaynamalı” dedi. Domateslerin konserve haline getirilirken muhakkak içerdeki havanın dışarı atılmasına dikkat edilmesini söyleyen Özyaral, şöyle konuştu:
“Kapakların tek kullanımlık olması gerekiyor. Sürekli kullanılan kapak, kapama olayını kaybedecektir. Kavanoz aynı kalmak kaydıyla her sene yeni kapak kullanmanız gerekir. Değişmeyen kapak beraberinde en tehlikeli hastalıklardan bir tanesi; besin zehirlenmesini beraberinde getirir. Sonuç ölümle bitebilir.”dedi.
Özyaral, Silivri Belediyesi Kültür Müdürlüğü’ne ve Üretici Kadınlarına birlikte gerçekleşen çalışma için teşekkür ederken, hazırlanan konservelerin sağlıkla tüketilmesini diledi.
Kaynak : DHA gokce.karakose@dha.com.tr (Gökçe Karaköse)