Nurcan CEYRAN
İki gün önce Gaziantep in kalesine devasa büyüklükte bir Filistin bayrağı asılmıştı. Bayrak ama öyle böyle değil, kalenin yukarıdan aşağısı tüm duvarlarını kaplamış korkunç bir görüntüydü. Üstelik kalemiz de, o bayrağın yanında Bizim ay yıldızlı bayrağımız kaldırılmıştı.
Tabi bununla da kalmayıp dron ile o görsel şölen tepeden görüntülenerek, tüm dünya basınına verilmiş sanırım..
Filistin’de olan olayları kesinlikle tasnif etmiyorum, edilemez de, savaş suçu işleniyor, insanlık suçu işleniyor, göz göre göre çocukların ve kadınların ölümünü seyreden dünyanın da tepkisiz kalması ayrıca içler acısı…
Üzülmemek elde değil…
Ama bu savaşı desteklemiyor oluşumuz, Filistin’e destek verme isteğimiz, bizim kalemizi başka bayrağın çatısı altında bıraktırmayı gerektirmiyor…
Bir ülkenin kalesi , ülkenin namusu, şerefidir, o kaleye başka bayrak asılamaz, asılmamalı…
6317 şehit verdi bu şehir ay yıldızlı bayrağı o kaleden indirmemek için..
Şimdilerde, gastronomi şehriyiz diye övünüyoruz, bu şehrin açlık ile ne kadar büyük mücadele verdiğini ne büyük zorluklarla sınandığını ve bu günlere nasıl geldiğini unutmamak gerekir…
İsrail’e tepkini ver eyvallah, Filistin’in yanında ol ona da tamam, ama millî şuurunu kaybedecek kadar kendinizi nasıl kaybedersiniz?
Öncelikle bu şehrin birinci sorumlusu elbette vali, sonra büyük şehir belediyesi, ve o bölgenin bağlı olduğu ilçe belediye başkanı sorumlu ama 2 gündür bekliyoruz bi açıklama gelir, gelecek, gelmeli derken, hiç bir yerden ses yok…
NEDEN PEKİ SES YOK?
Bunun bir suç olduğunu ve gereğinin yapıldığını bu halk duymak ister en azından ben öyle düşünüyorum…
Bu bayrak rezaleti son olmayacak gibi görünüyor. Yeni yeni hatalara hazırlıklı olmak gerekiyor sanırım. Şanlıurfa’da Temmuz ayında Atatürk heykelinin basının üzerine çıkıp oturma rezaletinden tutun da, Kale’ye bayrak asmaya kadar gelen bu süreçte pek aydınlık bir süreç olacağını zannetmiyorum…
NEDEN Mİ?
Ülkeye pervasızca aldığımız bunca sığınmacı, göçmen, her neyse bu insanlara verdiğimiz taviz, bizim milli değerlerimizi yok saydıracak kadar bunlara cesaret verdi…
Bununla da kalmadı, tecavüz, taciz, istismar gibi suçların yanında, devamlı şiddet ve kavga görüntüleri ile her gün gündemdeler, en son hafızamdan hiç gitmeyen Suriyeli bir bayanın, İstanbul’un göbeğinde, erkek bir esnaf ile çöp için kavga edişini izledim, bir bayan olarak tüylerim diken diken oldu, bir bayanın yapacağı eylem değildi ki, sözde bu insanlar daha muhafazakar, erkek ile muhatap olmayan türden kültüre sahipler..
Bu olaydan bir kaç gün sonrada yine Suriyeli sığınmacı bir gurup pompalı tüfekler ile sokak ortasında resmen savaşıyordu, atış poligonu gibi seri bir şekilde pompalı tüfek le ateş ediyordu…
Bu psikolojide olan insanlar ile iç içe yaşıyoruz, sorgulanıyor, ceza vermiyor, ülkesine göndermek ile uyarıda bulunmuyoruz sanırım; ki bu insanlar bu kadar, rahat yok sayabiliyor ülkemizi, kanunlarımızı ve maalesef bizi…
SİMDİ ASIL KONU…
Bu kadar tavizin, bu kadar Hoşgörünün, kayıtsız kalmanın bir nedeni var mı acaba varsa bir vatandaş olarak bende bilmek isterim…
Gaziantep Türkiye’nin tampon bölgesi, yıllarca terör olaylarını Türkiye’nin batısına taşınmadan önünü kesti, çünkü bu şehrin insanları aşırı derecede vatanperver, canından evladından vazgeçecek kadar topraklarına sadık…
Belki de sabır testi yapılıyor…
Hiç kimse, ülke, fark etmez bizim toprak bütünlüğümüz ve milli değerlerimizden daha değerli olamaz…
Şimdi bayrağını astıkları Filistin için küçük bir not daha düşmek isterim, daha geçen yıl Kıbrıs için bizim yanımızda olmadı yani Müslüman ülke komşusu olan Türkiye’nin yanında olmayıp, Hristiyan ülkenin yanında yer aldığını belirtti…
Evet acı ama gerçek, maalesef böyle sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz, ama ne olursa olsun, bu süreci de atlatacak kadar yürekli bir toplumuz.
Sadece kısa bir not, kendince planları olan varsa, burada baskın bir güç oluşturma çabası varsa, bizim kurtuluş savaşında verdiğimiz mücadeleyi okusun, ne kadar inatçı, inançlı, vatanperver, milliyetçi bir toplum olduğumuzu unutmasın…
Savaşsız, Barış ve tüm güzelliklerin tüm insanlık adına büyük ve huzur içinde olunması dileğiyle….
