NURCAN CEYRAN
Hayat pahalılığının, peşpeşe gelen zamların maaşları iyice erittiği bu günlerde memurun, işçinin, küçük esnafın ve emeklinin dilinde olan tek sıkıntı faturalar…
Evinde ve iş yerinde belki üşüyerek, belki biraz ısınarak, belki de sıcacık ortamında kışı geçirmeye çalışan vatandaş minimum 300, maksimum 700 lira doğalgaz faturası ödedi bu ay. Su faturalarına gelince; kullanan da ödedi, kullanmamış kadar olan da, hatta hiç kullanmayanlar da. Yani evsel atık denilen kalemi 12 aya bölünmüş olarak fatura edilen vatandaş aslında neden ödediğini bilmeden aylık ödüyor.
Bir yıl içinde ortalama maksimum bir kez zamlanması gereken faturalar ortalama 3 kez zam gördü. Bu katmerlenmiş zamlı faturalar halka müthiş sıkıntı olarak döndü. Vatandaşın beli büküldü, belini doğrultamaz hale geldi!
Geçtiğimiz günlerde bir işim için PTT’ye uğradığımda herkesin elinde fatura olduğunu fark ettim. Vezneler önünde sıraya girmiş ortalama sırada 20 kişiden sadece biri SGK ödeneği, diğer biri ise doğum parası almak için orada bulunuyordu. Ve o gün herkesin tek derdi ikinci fatura ödenmediği için kesilen elektrik yada doğalgazını açtırmaktı.
Artan faturaları ödemekte zorlanan vatandaş bir de kesintiler ile uğraşıyor, kesintiden doğan ceza bedeli de işin cabası. Sorgulayamayan, sorgulamaya takati kalmayan bir toplum olduk belkide.
Şimdilerde sadece ev yada iş yerinde sıkıntısız ısınma, ışık ve musluktan akan su ile temizlik sağlansın yeter diyoruz zorlana, zorlana…
Kazanç, maaş sadece faturalara endeksli…
Asgari ücret, geçim planı, eğitim, sosyal yaşam hepsi geri planda. Çünkü en az bin lira civarında ev kirası, minimum 500 lira doğal gaz, 100 lira su, 200 lira elektrik, 75 lira internet, cep ve ev telefon faturaları derken alınan maaşların sadece faturalara ve kiraya bile yetemediğini görmek üzüyor insanı…
Güzel bir gelecek, güzel sosyal bir yaşam umudu ile….