M. Hanifi KILIÇ
Suriye’de kendi halkını adeta soykırıma tabi tutan Beşar Esed rejiminin bir defa daha alçak ve kalleş saldırısı sonucu bu kez maalesef 36 Mehmetçiğimizi şehit verdik. 36 ocağın ateşi söndü, tüm Türkiye’nin yüreği yandı.
“Eceli gelen köpek cami duvarına işer” ata sözünde olduğu gibi artık aleni bir şekilde Türkiye’yi hedef alan Esed’e karşı sabrımız taşıp, kinimiz artarken, bir yandan da toprağa verdiğimiz şehitlerimiz için içimiz yanıyor, gözyaşlarımız sel olup akıyor.
Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak ve kalmadı da. Artık Suriye rejiminin tüm askeri birlikleri ve tesisleri, kahraman Türk Ordusu’nun meşru hedefidir. Sırtını Rusya ve İran‘ın yanısıra dünyanın çeşitli yerlerinden getirttiği paramiliter güçlere dayayan ve tüm dünyanın gözü önünde etnik soykırım yapan, buna engel olmaya çaba gösteren Mehmetçiğe alçakça saldıran Suriye ordusuna anladığı dilden cevap vermek Türkiye’nin boynunun borcudur.
Dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye İdlib’den gelen yeni göç dalgasını durdurmak ve terör hücrelerinin sınırımıza yaklaşması ve ülkemizde yuvalanmasını engellemek istiyor. İşte bunun için de Mehmetçik, İdlib’de vatan savunması yapmaktadır. Vatanımızın savunulma çizgisi Hatay’dan İdlib’e çekilmiştir.
İşte tüm bu nedenlerle
Gün, kayıtsız şartsız tıpkı Kurtuluş Savaşı‘nda, Çanakkale Savaşı‘nda, Kıbrıs Barış Harekatı‘nda olduğu gibi Mehmetçiğin yanında yer alma günüdür. Gün… her türlü siyasi görüş ayrılığını bir kenara atarak birlik olma, beraber olma, dayanışma içine girme, el ele verme günüdür. Gün… ABD‘den AB‘ye ve Rusya‘ya kadar tüm emperyalistlerin oyunlarını bozma, PKK’sından, DEAŞ’ından, FETÖ’süne kadar her fırsattan yararlanmaya çalışan, ipleri uluslararası güçlerin elinde olan kukla terör şebekelerinin ve onların siyasi uzantılarının oyununa gelmeme günüdür. Gün… Sosyal medya trollerinin asılsız paylaşımlarına kanmama, ülkeyi bayraklarla donatma günüdür.
Çünkü bir başka Türkiye yok!
Düşmanlarımıza karşı kenetlenmeli, Kurtuluş Savaşı günlerinin o ruhunu yeniden sahiplenmeliyiz.
DÜN ÇANAKKALE, BUGÜN İDLİB
İşgalci Fransız askerleri ve oların yerli işbirlikçileri Ermenilere karşı vatan savunmasında destan yazarak 6 bin 317 şehit veren ve Gazi’lik unvanını hak eden Gaziantep, binlerce şehit verdiğimiz Çanakkale Savaşı’nda da 489 şehit vermişti.
Dün Çanakkale’de destan yazan Gaziantepli kahramanların torunları bugün de İdlib’te destan yazıyor.
Piyade Uzman Çavuş Onur Şükrü Özler, İstihkâm Uzman Onbaşı Uğur Kurt, Piyade Uzman Onbaşı İbrahim Halil Açıkgöz, Tankçı Sözleşmeli Er Mustafa Ertürk ve Tankçı Sözleşmeli Er Mecit Demir…
Bu isimler Şubat ayında Suriye’nin İdlib kentinde rejim güçlerinin saldırısı sonucu toprağa verdiğimiz Gaziantepli 5 kahraman.
Ve.. Soğuk ve Kanlı Şubat sona ermeden bu kahramanlara üç hemşehrimiz daha eklendi..
Yine İdlib’de şehit olan Gaziantep doğumlu Piyade Uzman Onbaşı Halil İbrahim Akkaya‘yı ailesinin yaşadığı Osmaniye’de, Piyade Uzman Onbaşı Veysel Günay‘ı ise İslahiye-Boğaziçi’nde, Piyade Uzman Onbaşı Selim Nergiz‘i de Nurdağı-Başpınar’da vatan toprağına emanet ederek, son yolculuklarına uğurladık. Ruhları şad olsun!
“Şehitler Tepesi boş kalmayacak”