Nihat BENCAN
Her ne kadar ülke gündemi farklı olsa da yaklaşık 12 milyon çalışanı birebir ilgilendiren ve 2020 yılında uygulanacak asgari ücret nihayet belli oldu. On gün önce yapmış olduğum basın açıklamamda asgari ücretteki artışın 350 TL civarında olacağını belirtmiştim.
Sonuçta yanılmamışım.
İşte yeni asgari ücret 2 bin 324 lira 70 kuruş oldu. Bol bol harcayalım…
Bir başka açıdan bakarsak günlük 10 lira civarında zammımızı aldık, yani günlük 3 simit, 3 çay fazla alabiliriz artık. (Niye simit hesabı derseniz: bir zamanlar simit, çay hesabı yapanların kulaklarını çınlatmak için)
Gelelim bu ücretin hakkaniyetli bir artış olup olmadığına;
Asgari ücretle çalışan emekçilerin maaşlarını gıda harcamaları, kira, ısınma, elektrik, su ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlarına harcadığı bilinmektedir.
Resmi rakamlar üzerinden değerlendirecek olursak,TÜİK’in Kasım ayı enflasyon rakamları açıklaması üzerinden gidelim.
Gıda harcamaları yüzde 20.76, kira yüzde 14.54, ısınma yüzde 30, elektirik ve su yüzde 30, ulaştırma yüzde 10,05 gibi sadece temel ihtiyaçlara gelen ortalama fiyat artışları yüzde 21.07 oldu. Bu zamlar devletin resmi kurumu TÜİK’in belirlemiş olduğu resmi rakamlar olarak açıklanmıştı. Gerçi bizim pazaryerindeki rakamlar daha farklı ama ne yapalım hesap böyle işliyor.
Peki asgari ücrete yapılan zam oranı ne kadar? yüzde 15.03 yani resmi rakamların yüzde 6.04 daha aşağısı. Aha da size gerçek hesap: yılbaşına göre asgari ücretli daha da fakirleştirildi. Hepsi bu. Nokta.
Gelelim bu ücreti belirleyenlerin tavırlarına;
Hükümet ve işveren tarafının haklarını yemeyelim. İstediklerini yaptılar, karşılarında etkin bir tavır göremeyince de istedikleri gibi topu çevirip, işçinin cebine golü attılar
İşçi temsilcisi TÜRK-İŞ, bol bol laf ebeliği yaparak işi sona götürmeye çalıştı. Hani kardeşim sen 2 bin 578 TL nin altını tartışmayacaktın… Niye saat ikiden beşe kadar tartıştın? Bakan açıklama yaptıktan sonra masayı terk ediyorsun. Aslında o masa toplantı başladığında terk edilmeliydi. Sonra da çık ve dışarıda açıklamanı yap ki insanlar size güvensin. Bu işler, güven meselesi ve yok kardeşim işçilerin güvenini sağlayamıyorsunuz.
Bu yıl umutlanmıştık üç konfederasyon ortak tavır alıyorlar diye. Yine umutları yıktınız… Hele hele HAK-İŞ Konfederasyonu’nun sanki ağzında fermuar varmış gibi çıt sesi çıkmıyor. Bu ne yahu? Böyle işçi hakkı mı savunulur? DİSK bir şeyler yapmaya çalıştı ama o da alanlarda yalnız bırakıldı. Hepsi bu…
Buradan sesleniyorum:
Ey sendikalar işçi sizlere güvenmiyor. Kendinize çeki-düzen verin, empati yapın. Sorunları çözün ve o masalara otururken arkanızda milyonların geleceğini görenler ne yapacaklarını şaşırsınlar. (Örnek mi? hatırlayalım 15-16 Haziran 1970 sendikal özgürlük eylemleri)
Sonuç ortada… asgari ücrete jest değil hüsran zammı yapıldı
