M. Hanifi KILIÇ
Her yeni yıl yeni bir başlangıç ve yeni bir umuttur deriz. 2020 yılına da böyle düşüncelerle girdik. Çünkü 2019 yılı hem ülkemiz hem de dünyanın diğer ülkeleri için pek de güzel anılarla geçen bir yıl olmamıştı.
Ancak; 2020’ye girmemizle birlikte adeta 2019’u mumla arar olduk.
Avustralya kıtası bir yandan yangınlarla bir yandan da sel, dolu, yağmur fırtınalarıyla sarsıldı.
Adına Coronavirüs denilen bir virüs belası çıktı ta dünyanın öbür ucundaki Çin’den, sadece Çin değil tüm dünya feleğini şaşırdı. Uygur Türklerine insanlık dışı her türlü zulmü reva gören Çin, bir virüse teslim oldu.
Elazığ’da deprem oldu, Gaziantep’te sallandık ama gözyaşlarımızı kaybettiğimiz nice canlarımız için akıttık.
İdlib’de ikisi Gaziantepli, 8 şehit verdik Esed rejiminin kahpe saldırısında. Gözyaşlarımız bu kez şehitler için aktı.
Tüm bu felaketler yetmemiş gibi… Bu kez de Van-Başkale’de iki kez çığ felaketi yaşadık.
İlk çığ felaketinin kurbanları için can kurtarmaya çalışanların can vermesi gibi hayli trajik bir durumda yine gözyaşlarımız sel olup, akarken İstanbul’da pistten çıkan uçak faciası yüreğimizi ağzımıza getirdi.
Henüz Şubat ayının başlarındayız. Dualarımız artık yeni felaketlerin olmaması ve 2020’nin kalan günlerini kazasız-belasız atlatabilmek için.
ÖNCE NARKO-TERÖRE ŞİMDİ DE FUHUŞA DARBE
Gaziantep Emniyet Müdürü olarak göreve başlar başlamaz Narko-Terör operasyonlarının startını veren ve başta torbacılar olarak tabir edilen sokak satıcıları olmak üzere zehir tacirlerinin belini kıran Cengiz Zeybek şimdi de kentin kanayan yarası fuhuşun üstüne kararlılıkla gidiyor.
Fuhuş amaçlı olarak saatlik ya da günlük kiralanan utanç yuvası dairelere polis ekipleri peşpeşe operasyonlar düzenliyor. Sadece Ocak ayı içerisinde 106 dairenin fuhuş nedeniyle mühürlenmesi tablonun ne kadar kokrkunç olduğunu ortaya koyuyor.
Kentin huzur ve güvene kavuşması için olağanüstü çaba harcayan Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek’e başta siyasiler ve bürokratlar olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin destek vemesi gerekiyor. Güçlü bir kamuoyu desteği kentimizi daha güzel yarınlara hazırlayacaktır.
AK PARTİ MUHALİFLERİ NEREYE KOŞUYOR?
Beğenilsin ya da beğenilmesin AK Parti, neredeyse Türkiye’nin son 20 yılına damgasını vurdu. Türk siyasi hayatındaki AK Parti realitesi, dünya siyaset literatüründe de yerini alırken son yerel seçimler hariç iktidarın asla kaybetmeyeceği düşüncesi neredeyse herkesin zihnine kazınmıştı.
İstanbul, Ankara, Adana ve Mersin gibi illeri AK Parti’nin kaybetmesi muhalefeti biraz heyecanlandırıp, AK Parti’den kopup yeni siyasi oluşumlara yelken açanlara umut verse de geldiğimiz bu günkü noktada görüyoruz ki; beklentilerin yerini hayal kırıklığı alıyor.
Davutoğlu’nun partisi her ne kadar resmi kuruluşunu ilan etse de “Dağ fare doğurdu” gerçeğini değiştirmiyor. Davutoğlu’nun partisi için Gaziantep İl Başkanı olarak adı geçenlere bakarsak “en azından Gaziantep için ölü doğmuş bir parti” diyebiliriz.
Kuruluşunu üçüncü kez erteleyen Abdullah Gül destekli Babacan’ın partisi için ise söylenecek söz bile yok.
