Nurcan CEYRAN
Uzun zamandır piyasalardaki pahalılık gündemde….
Kiminle konuşsak aynı dertten muzdarip ya enerji tüketimi, ya gıda, ya yakıt, ya giyim vs vs derken her birey farklı konulardan zamlardan dem vuruyor….
Uzun zamandır bende takip ediyorum…
Örneğin bundan 4-5 ay önce Gaziantep’in yerel bir marketin den Türk kahvesini kilosunu 42 TL ye almışım. Kavanoza konulup arta kalanları poşet ile kaldırdığım için poşeti atarken dikkat ettim. Aynı gün aynı marketin online sipariş uygulamasına girdiğimde Türk kahvesinin 89 TL olduğunu gördüm…
Bu gerçekten kabul edilir bir zam oranı değil, olamaz, olmamalı….
Şeker geçtiğimiz günlerde 1 günde yüzde 25 zamlandı, bazı marketlerde ise satışı olsa da sınırlı almak ile zorunluluk getirilmiş.
Neler oluyor, savaştan mı çıktık?
Diye sormadan edemiyor insan….
Bundan yıllar önce yağ, şeker, un kuyruğundan bahseden büyüklerimiz var. Allah halkımızı o günlere elbette geri götürmesin, ama anlatılan tarihler ülkenin savaştan çıkıp, kendini yeni yeni toparlayıp, üretmek için uğraş verdiği fakirliğin yokluğun zamanları, ya şimdi bu kadar zam çığırtkanlığının Halk farkındayken yöneticilerin görmezden gelmesi kabul edilir gibi değil.
Asgari ücrete yılda bir kez zam geliyor. Memura, emekliye de o keza. Hatta günlerce sendikalar ile görüşülüyor, tekrar tekrar masaya yatırılıyor ortaya devede bir kulak gibi geliyor artış ücretlere.
Peki bu zamlar; bu maaşlara göre nasıl endekslenmeli, yada endekslenmeli değil mi ? Artık maaş zamları değil artık maaşn kendisi eriyor bu hayat pahalılığı karşısında…
Temel gıdalar nerdeyse bir çok eve artık girmeyecek gibi görünüyor.
Seçim zamanlarında sebze, meyve halk pazarları açıldı belediyeler tarafından, sözde zamlara tepki olarak vatandaşa sahip çıkıldı.
Ya şimdi?
Yağ, şeker, un, çay, et ve en önemlisi enerji tüketimi için birileri bir şeyler yapmalı artık, üstelik bir acı gerçek daha var ki.
Bu kadar büyük bir hayat pahalılığı varken kimse hakkı ile maaş almıyor.
Sosyal medyada iş ilanlarını okuyorum bazen, 1400 TL maaştan bahsediyorlar, 2000 TL den bahsediliyor peki bu maaşa çalışan insan ne alacak evine, kendine, bu maaş i veren şirketler denetleniyor mu? Hayır.
Buna da şükür edip kabul eden vatandaşlar var.
Çünkü başka çareleri yok…
Neden mi ?
İş yok… İşsizlik hat safhada…
Bu ekonomik koşullar araştırılıyor mu? Bence hayır!
Bir millet vekilinin piyasa değeri ile belirlenen şu anki asgarî ücret 2895 TL ile de değil kendi belirledikleri 4000 TL ile 1 aylık kiralık bir evde, 2 çocuk ile yaşam koşullarının nasıl olduğunu değerlendirmeli bence…
Hatta bir program vardı…
“Biri bizi gözetliyor” bunu ülkenin kanalında, halkın gözü önünde kendine güvenen değerli bir vekilimiz yapmalı bence… Vatandaşımıza öğretmeli bu zorlu koşullarda yaşamanın püf noktalarını…
Umarım bu hoş sevdamız birilerinin gözünden kaçmaz dikkate alınır ve tüm vatandaşlara yardımcı olurlar diye temenni ediyorum….
Tebrikler Nurcan Hanım kaleminize sağlık, mızrak çuvala sığmıyor artık maalesef mağdur olan gariban halk. Siyaset %50+1 derdinde. Gelirken umut verenler giderken yıkıp dökerek gidiyor.
Teşekkür ederim ?? halkın derdine eğilmeyen siyaset in başarısı da imkansız…
Vatandaşın canına tak etti, dile getirmek gerekiyordu….