Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı İslim Arıkan, “Yenilenebilir enerjinin artması, doların dünya üzerindeki emperyalist etkisinin azalmasına yol açacaktır. Yenilenebilir enerji yatırımları ile birlikte, Petrokimya Bileşenlerinin Farklı Üretimleri başlığı ülkemizin güncel konusu olmalıdır” dedi.
EMO Gaziantep Şube Başkanı İslim Arıkan, yazılı bir açıklama yaparak, neredeyse hayatımızda petrolün katkısının olmadığı hiçbir ürün bulunmadığına dikkat çekti.
Arıkan, açıklamasında, şu görüşlere yer verdi:
Petrol dünyanın en kıymetli ve vazgeçilmez hammaddelerinden biri olmaya devam etmektedir. Petrol şimdiye kadar bilindiği üzere ulaşım, enerji, petrokimya ürünlerinde kullanılmaktadır.
Petrokimya ürünleri; plastik, deterjan, kozmetik, ilaç, tıbbi malzemeler, gübre, tekstil, ev ürünleri, oyuncaklar, dijital cihazlar, araçlar, güneş enerjisi panelleri, rüzgar türbini kanatları, bataryalar, yalıtım malzemeleri gibi, kısacası elektrik, mekanik, inşaat, sağlık, ulaşım, otomotiv, tarım, savunma, uzay v.b tüm sektörlerde, hayatımızın her alanında kullandığımız ürünlerdir.
Neredeyse hayatımızda petrolün katkısının olmadığı hiçbir ürün bulunmamaktadır.
Peki bu kadar önemli bir kaynağı kimler üretiyor ve yönetiyor?
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü olan OPEC’in (Organization of Petroleum Exporting Countries) en büyük ham petrol rezervlerine sahip ilk 5 Ülkesi; Venezuela, Suudi Arabistan, İran, Irak, Kuveyt’ tir.(OPEC, 2019)
Buna karşılık dünyanın en çok petrol üreten Ülkelerinde ilk sırayı OPEC üyesi olmayan ABD ve Rusya almaktadır.
OPEC petrol satışlarını dolar üzerinden yapmaktadır. Bundan dolayıdır ki, doların dünya ticaretinde gücünü arttıran en etkili sektörlerden biri petroldür.
Dünya petrol rezervlerine sahip olan Ülkelerin petrol gelirlerinin getirdiği avantajlar, dolarla ticaret yapıldığı için, kendi Ülkelerine değil, Amerikan ekonomisine kaynak oluşturmaktadır.
Yenilenebilir enerji kaynakları, enerji açısından petrolün yerine geçtikçe, dolaşımda olan dolar miktarı ve ABD dolarının dünya ticaretinde etkisi de azalacaktır.
Kısacası; Yenilenebilir enerjinin artması, doların dünya üzerindeki emperyalist etkisinin azalmasına yol açacaktır.
Yenilenebilir enerji santral yatırımları, doların Ülkeler üzerindeki ekonomik baskısını azaltmakla beraber, fosil yakıtların kullanımını kısmen de olsa düşüreceğinden, çevreye zararını da azalacak ve ekolojik dengeyi koruyacaktır.
Diğer taraftan, yenilenebilir enerji yatırımları ile enerji ihtiyacının sağlanmasında petrol bağımlılığı azalsa da, petrolün petrokimya ürünleri açısından önemi ve etkisi bu süreçte devam edecektir.
Fosil kaynaklardan elde ettiğimiz ürünlerin, sentetik teknolojiler ile elde edilmesi fosil kaynaklara bağımlılığımızı azaltacaktır. Ülkemizin de bu doğrultudaki arge çalışmaları, arge teşvikleri hız kazanmalıdır.
Yenilenebilir enerji yatırımları ile birlikte, Petrokimya Bileşenlerinin Farklı Üretimleri başlığı Ülkemizin güncel konusu olmalıdır.”
