Nurcan CEYRAN
Önceleri belli başlı ideolojiler vardı, fikrin ve zikrin ne ise o çatıda yer almak için maddi manevî çaba vererek bir çatı da yer alırdı insanlar….
İnsanlar genelde sağcı, solcu, diye sadece 2 guruba ayrılır, partiler içerisinde zamanla bu iki görüşün de kendi içinde bölünen farklı görüş ayrılıkları olur ve yeni bir çatı ile yeni bir parti ihtiyacı duyulurdu.
Şimdilerde, neredeyse her hafta bir parti kuruluyor duyumu alıyoruz.
Soruyorum, kim kuruyor? Eski bakan….
Soruyorum, kim kuruyor? Eski Başbakan….
Soruyorum, kim kuruyor? Falanca partiden ayrılan muhalif bi gurup…,
Bir zamanlar bir siyasi partinin kendi içinde bölünmesi ile oy oranının da bölünmesi o partiyi azınlık haline düşürmüştü. Daha sonra tekrar bölünmesi ile neredeyse kurulan her partı , her çatıyı hiç etti!
Peki bir ideolojiyi güçlendirmek için yapılması gereken gerçekten bölünmekle mi güçlü olunurdu, yoksa bir çatıda toplanarak mı diye düşünmeden edemiyor insan.
Tüm bunları gözümün önünden geçirirken; Alparslan Türkeş’in “DAVASINDAN DÖNENİ VURUN, BEN DÖNERSEM BENİ DE VURUN” sözü geldi aklıma, burada vurgulanmak istenen partinin varoluş nedeni ne ise o zihniyeti korumak olmalı…!
Kırılmış olanın vardır bir bildiği diye yanına gitmek bu kadar mı zor du? Sırf egosu için yada kendi şahsi anlaşmazlığı için partisi içindekileri istifaya zorlamak bu kadar kolay mıydı?
Şimdi bu görüşte olan liderler ciddi bedeller ödemiş olmalarına rağmen teşkilatına sahip çıkmış, bütünlük sağlamışlarsa neden şimdiki “baş” olanlar teşkilatını koruma yoluna gitmiyor da eleme, vazgeçirme, istifa ya zorlama yada gönüllü istifa ile gitmelere göz yumuyor acaba….?
Sonra düşünüyor insan” koltuk davadan daha mı önemliydi” acaba?
Ve aklıma Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu nun şu cümlesi geliyor…
“MECLİS KÜRSÜSÜNE ÇIKIP, BİRBİRİNE ATIP TUTAN HAKARET EDEN VEKİLLERİN DAHA SONRA, MECLİS LOKANTASINDA, KARŞILIKLI GÜLE OYNAYA YEMEK YEDİKLERİNİ GÖRSEYDİNİZ, TANIDIKLARINİZ İLE ASLA SİYASİ BİR TARTIŞMAYA GÎRMEZDİNİZ”
Evet siyasetin farklı stratejileri var bu hamleler genelde ideoloji yi tepeye çıkarmak, sevdirmek, sempati kazandırmak için olmalı elbette….
Siyasetin soğuk ve kirli yüzü kişilere hizmet ederdi yıllarca. Şimdi yine öyle, ama geçmişte öncelik dava, yoldaş, ideoloji idi sonra koltuk.
Bu durumda önümüze çıkan ve çıkacak olan yeni parti tabelalarına şimdiden aşina olmak gerekiyor sanırım.
Bu duruma alışırken güzel dostlukları, arkadaşlıkları bozmadan politika konuşurken politik, siyaset konuşurken biraz siyasetçi olmak zorundayız sanırım.