Uzun zamandır gündemimiz 6’lı masa, seçim heyecanı, milletvekili adayları ile nerdeyse sokakta bile tanımadığımız insanlar ile siyaset konuşur olduk… Önünüzde kısa bir zaman var fakat uzun bir maraton gibi görünüyor, her parti kendi içinde hesaplar yaparak bir koltuk kapmak, yada bir koltuk daha fazla kapmak için ciddi mücadeleler veriyor..
Masadan kalkıp ben yokum diyen ertesi gün tekrar oturuyor,
Ben asla o ittifakta yer almam diyen 2 güne kalmadan sözünden dönüyor…
Enteresan bir süreç doğrusu…
Bir de milletvekili adayları var tabi…
Yaşça küçük, genç, yaşlı, kadın, erkek, küçük esnaf, eli kolu güçlü “godaman” dediğimiz tipler, eğitimi ile kariyerini paralel sistemde düzene sokmuş kaliteli insanlar da bu maratonun içinde….
Bir yandan da sayın Cumhurbaşkanımız halihazırdaki bakanları farklı illere yönlendirip oradan, buradan aday olmasını isteyerek hummalı bir çalışma içinde olduklarını görüyoruz…
Aslında her konuda değişim şart olmalı, yeni yüzler, yeni zeka ve akla sahip olan insanların ülkeme neler katacağını görmek gerek, eskileri yeniden başka illerden aday göstermek, yeniliğin önünü kapatmak, idealist başarılı insanların önünü kapatmak bence…
Bir kaç yıl önce Gaziantep milletvekili Ahmet Uzer, kendi halkına öküz benzetmesi yapmıştı, belki de seçeceğimiz vekilin bizi tam anlamıyla temsil etmesi gereken kişiler üzerinde tercihte bulunmalıyız…
Yine AKP’li eski bir bakanımız, kendi halkı için biz cahil kesimden oy alıyoruz eğitim ne kadar artarsa, alanımız o kadar daralıyor demişti, hâlbuki o dönem AKP’nin oy oranı neredeyse yüzde 60’lardaydı…
Bu durumda ülkenin yarısından çoğu cahildi. Hâlbuki devletin büyüğü her zaman ileriye, eğitime, modernleşmeye, yönlendirmek zorunda değil miydi…?
Hâl böyle olunca insanın aklına şu geliyor, bu defa doğru tercihler üzerinde durmalı, sözde değil halktan birilerini seçmeli, tepeden inme egosuna yenik düşmüş halkını hakir gören değilde, halkın içinden, en varoş yaşamı bilen, yokluğu açlığı görmüş, tarım nedir, Toprak nasıl verim verir, , köyde yaşamış, kazma küreğe yabancı olmayan, küçük esnaf belki, halkın kanayan yarasını bilen, esnafın derdini bilip anlayan birileri olmalı….
Atatürk ne güzel söylemiş “KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR” topraktan gıdasını çıkarıp, şehirde okumak fırsatı olmamış, yada köyden gelip zor koşullarda hayata tutunup vatana millete faydalı olan kendini yetiştirmiş aydın ve geçmişini bilen bireylerden seçmek gerekiyor….
Vatandaş unutmanalidir ki, Kendi gibi olan, bir yönetici seni daha iyi anlar, derdine daha hızlı eğilir, beni anlamayan bir başka dünyalı ile nasıl uyum içinde yaşayıp ülkemizi yenileyip, güzelleştirip, gelirştiririz ki…
Ülkemiz için güzel yarınlar için, köprünün son çıkışı olan bu süreçte araştırmakta fayda var….
Halktan biri, zorlukları bilen biri, yokluk, eziyet çekmiş biri tek favorimiz olmalı belki de…
Bırakın bu defa çok para ve rantı bilmeyen bunun hesabını yapamayan insanlardan seçelim, belki daha mütevazi olur devletin ve milletin bütçesinde tutumun ne demek olduğunu gösterirler…
Halka tarımı öğretsin, bunlar için yaptırımlar ve destekler sunsun, Atatürk’ün gittiği yoldan gitsin ülkeyi üretmeye yöneltsin, sonuçta Bizim için çalışsın, vekil tayin ettiğimiz kişi gerçek anlamda vekâletimizi yerine getirsin…
Koltukta oturarak değil, köy köy kasaba kasaba gezsin, insanlara dokunsun, üretmek için yeni projeler geliştirsin…
Uzun lafın kısası, artık bu canım ülkemi birileri gerçekten ayağa kaldırsın, yok olan tarımı, üretimi durmuş devletin gelir kaynaklarını yeniden hayata geçiren vekiller tercih edelim, unutmayın bu köprünün son çıkışı….
