Nurcan CEYRAN
Geçmişte padişahlar, valiler kılık değiştirerek halkın içine karışıp, çarşı pazar dolaşıp, vatandaşa satılan ürünlerin, kalitesini fiyatını ucuz yada pahalı mı kontrol edermiş..
Ne de güzel ederlermiş…
Şimdi günümüzde suiistimal o kadar hat safhaya gelmiş ki, ürünün insan canını tehlikeye atıp atmadığı ile ilgilenilmiyor…
Satan kişiye, “sen yer misin?” diye sorulduğunda, ben evime götürmem diyor…
Hal böyle olunca hayatımızın ne kadar tehlikede olduğunu daha net görmüş oluyoruz…
Sadece yeme içme olsa iyi, son zamanların en elzem konusu olan sokak hayvanları için bir araştırma yaptım…
Sosyal medyada bir çok sayfa var, hayvanlar için destek toplayan yardım, bağışı adı altında.
Ama gel gör ki, bir çoğu amacına hizmet etmiyor!
Nereden buluyorlarsa hep yaralı, ağzı burnu kan içinde, ayakları kırık, yada kan revan içinde hayvanların videoları sayfalara atılmış, ve video üzerine acil klinik desteği, acil mama, ilaç desteği …
Ve sonrası, bu dernek yada yardım kuruluşu adı altında açılan bir çok yerin 3,5 yıl önce kirada oturan bir memur yada çalışanken, şimdi ev bark sahibi olduğu ve bağ bahçe, araç sahibi olduğu görülmüş…
Ha bunların yanısıra bir de gerçekten cebinin son kuruşuna kadar yardım destek kabul etmeden, sokaklarda bu canlara yetişmeye çalışan insanlar davar..
Maddi manevi gider gözetmeden anlık ihbarı alır almaz şehir dışına çıkabilecek kadar gözünü karartmış, hatta kedi evi köpek evi diye tanımladığı eski püskü de olsa bu hayvanlara yer yurt yapmış merhametli gerçek hayvan severler de var elbette…
Araştırıp gördüm bu net…
Gel gelelim diğer taraftan çok hızlı bir şekilde zengin olup devamlı yaralı kedi köpek videolara çekip yürek parçalayan paylaşımlar yapan, çok kısa sürede de büyük gayrimenkul varlığına sahip olanlar…
Şimdi bir insan olarak kendi kendime soruyorum: Bu insanlar nasıl bu şekilde zengin oldu?
Devletimiz sağ olsun, gösteriş yaparak karanlık dünyası olan bir çok kişiyi vergi kaçakçılığından denetimle göz altına aldı, çok da iyi yaptı..
Peki bu canların üzerinden para kazanan insanların denetimi neden yapılmıyor acaba..
Bu denetimi yapmamak için uyutmak mı tercih edildi?.
Tüm samimiyetimle söylüyorum, ülkenin büyük çoğunluğunun ahlâk seviyesi yerlerde, insan hayatının yok sayıldığı yerde sokak hayvanlarına duyarlı insan aramak saçmalık aslında…
Ama gel gör ki bu canların yaşadığı ıstıraba sessiz kalmak mümkün değil…
Allah’ın verdiği CAN’ı Allah alır, zulmetmek 4 kitapta da günah, yasak sayılmış…
Allah verir bizler de göz göre ağzı dili olmayan bu canlıların böyle bir zulme uğramalarına sessiz kalamayız.
Elbette insan olarak yardıma muhtaç olana yardım etmeliyiz ama o yardım gerçekten o hayvanlara gidiyor olduğundan emin olmak gerekiyor..
Çok da zor olmasa gerek, bu derneklerin hesap akışını kontrol etmek, yapılan bağış ve yardımların nereye gittiğini, faturasını sorgulayıp gelir gider tanziminin araştırmak bir çok hayvan severin de daha çok yorulmayacağı anlamına gelecek bence..
Çünkü duyumlar ve araştırmalarım sonucu, sevgi pıtırcığı gibi kendini tanıtan bazı derneklerin ajitasyon yaparak insanların vicdanını kanatıp, bile, bile o canlara zulmedip, hatta öldürdüğü dâhi söylentiler arasında para toplayıp cebe indirdiği düşünülmekte…
Bence araştırılmalı, çünkü onların zenginliği yada topladığı paradan ziyade bu kadar gaddar insanların, ağzı var dili olmayan o canlara yaptıkları vahşet gün yüzüne çıkmalı…
Derneklerin hesap hareketleri ve gider tablosu karşılaştırmak bu kadar da zor olmamalı…
Bu konunun bir ihbar kabul edilerek araştırılmasını umuyorum…
İnsanlığımızı yitirmeden, insan gibi yaşamak umuduyla…
