DİPLOMA SAHTEKARLIĞI VE GAZİANTEP

0
86

Sezin KILIÇ

Türkiye’nin son günlerde konuştuğu en çarpıcı skandallardan biri, sahte diploma çetesi. Evet, yanlış duymadınız! Kamu kurumlarının dijital sistemlerine sızarak sahte diplomalar üreten, e-imzaları kopyalayan ve adeta devletin güvenilirliğini sorgulatan bir organize suç şebekesi…
Bu mesele, sadece birkaç sahtekârın işi değil; aynı zamanda dijital dönüşümün gölgesinde büyüyen bir güven krizinin aynası. Peki, neler oluyor? Resmi açıklamalar ne diyor? Gaziantep’in bu işteki yeri ne? Gelin, birlikte bu karanlık dosyayı açalım.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma, 2024’te bir üniversitenin iç denetimiyle başlayan ve 2025’te iki büyük operasyonla devam eden bir süreci ortaya koyuyor. İddianamelere göre, çete, üst düzey kamu görevlilerinin e-imzalarını kopyalayarak YÖKSİS ve MEB sistemlerine sızmış. Sonuç? 57 sahte üniversite diploması, 4 sahte lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi. Evet, rakamlar korkutucu ama asıl korkutucu olan, bu sahteciliğin devletin en kritik sistemlerinde nasıl bu kadar rahat işlediğidir.
Resmi açıklamalar, özellikle İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) tarafından yapılanlar, kamuoyunu yatıştırmaya çalışıyor. DMM, sosyal medyada dolaşan “400 akademisyen sahte diplomayla atandı” gibi iddiaların asılsız olduğunu, bu iddianın tek bir şüphelinin soyut beyanına dayandığını vurguluyor. Ayrıca, soruşturma kapsamında hiçbir akademisyenin veya MEB öğretmeninin yer almadığını, sadece bir sürücü kursu eğitmeni ve bir beden eğitimi hocasının adının geçtiğini belirtiyor. ÖSYM sistemlerine sızıldığı veya puanların değiştirildiği iddiaları da yalanlanmış; bu sistemlerin dış müdahaleye kapalı olduğu söyleniyor.
GAZİANTEP BU İŞİN NERESİNDE?
Peki, Gaziantep bu işin neresinde? İddianamelerde, çetenin Gaziantep’teki bazı sürücü kurslarıyla organize çalıştığı ortaya çıktı. Sınavlarda başarısız olan adayların notları yükseltilmiş, hatta okuma yazması olmayanlara bile ehliyet çıkarılmış! Çiğdem İ. adlı bir şüphelinin ifadesinde, Gaziantep’teki D…, A… ve Da… adlı sürücü kurslarına başvurduğunu, defalarca sınavda başarısız olmasına rağmen sonuçlarının usulsüzce “başarılı” gösterildiğini itiraf ettiğini öğreniyoruz. Bu, sadece diploma değil, ehliyet sahteciliğinin de Gaziantep’te kök saldığını gösteriyor.
YURT DIŞI BAĞLANTILARI VE KARA PARA AKLAMA
Skandalın başında ise Ziya Kadiroğlu, nam-ı diğer “Ziya Hoca” var. Düzce Üniversitesi’nde doktora yapan bu şahıs, daha önce de benzer suçlardan yargılanmış, hatta 5 yıl cezaevinde yatmış. İddianamelere göre, Kadiroğlu’nun telefonunda sahte belgeler için pazarlık mesajları, “Allah’ın izniyle bir şey olmaz” gibi rahat tavırlar ve hatta yurtdışı bağlantılarla ilgili ipuçları bulunmuş. Kara para aklama şüphesi de cabası.
DİJİTAL ÇAĞIN GÜVELİK KIRILGANLIĞI
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Hukukun üstünlüğü ilkesi doğrultusunda gerekli adımlar atılıyor” dese de, bu skandal bize şunu soruyor: Dijital sistemlerimiz neden bu kadar kırılgan? E-imzalar nasıl bu kadar kolay kopyalanabiliyor? YÖK Başkanı Erol Özvar’ın dediği gibi, sahte diplomanın önüne geçmek için yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Ama asıl ihtiyaç, güvenin yeniden tesisi.
Gaziantep’ten de yükselen bu sahtecilik kokusu, sadece bir şehrin değil, tüm ülkenin meselesi. Devletin dijital altyapısı, liyakat sistemi ve kamu vicdanı bu skandalla sınanıyor. Sorular basit: Bu çete nasıl bu kadar ileri gitti? Sisteme sızanlar sadece diplomalar mı, yoksa daha büyük bir güven krizi mi? Ve en önemlisi, bu sahtekârlıkların bedelini kim ödeyecek? Sevgili okurlar, Mevlana’nın dediği gibi, “Testinin içinde ne varsa, dışarıya o sızar.” Toplum olarak dürüstlüğü, liyakati ne kadar içselleştirdik ki devletten bunu bekliyoruz?
Bu skandal, hepimize ayna tutuyor. Resmi açıklamalara kulak verelim, ama sorgulamaktan da vazgeçmeyelim. Çünkü gerçek, sadece resmi açıklamalarda değil, o açıklamaların satır aralarında ve bizim sorduğumuz sorularda saklı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz