ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞININ GÖLGESİNDE! İSRAİL-İRAN ÇATIŞMASI TÜRKİYE’Yİ NASIL ETKİLER?

0
38

M. Hanifi KILIÇ

Ortadoğu’da barut fıçısı bir kez daha alev aldı. Bazı çevrelere göre 3. Dünya Savaşı’nın ayak sesleri olan İsrail ile İran arasında giderek artan çatışma, sadece iki ülkeyi değil, bölgedeki tüm dengeleri sarsıyor. Türkiye ise bu denklemde hem coğrafi hem de jeopolitik olarak merkezde yer alıyor. Peki bu savaşın Türkiye’ye etkileri ne olur? Kısa vadede nelerle karşılaşabiliriz, uzun vadede bizi nasıl bir tablo bekliyor?
KISA VADELİ ETKİLER: EKONOMİ, GÖÇ VE GÜVENLİK
Siyonist, işgalci, eli kanlı İsrail ile İran arasındaki çatışmanın ilk dalgası, ekonomi cephesinden vuruyor. Petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki artış, Türkiye gibi enerji ithalatına bağımlı ülkeler için doğrudan maliyet demek. Brent petrolün birkaç gün içinde 69 dolardan 74 dolara çıkması, enerji faturamıza milyarlarca dolar ek yük bindiriyor. Bu da enflasyon, döviz kuru baskısı ve ithalat maliyetlerinde artış anlamına geliyor.
Bir diğer kırılgan alan ise göç. İran’dan Türkiye’ye doğru yeni bir sığınmacı akını ihtimali, özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinde sosyal ve ekonomik baskıyı artırabilir. Bu durum, iç siyasette sığınmacı karşıtı söylemleri körükleyebilir.
Çeşitli kaynaklara göre yüzbinlerce Suriyeli ve 10 bini aşkın İranlıya ev sahipliği yapan Gaziantep, İran’dan gelebilecek olası bir sığınmacı akınında nasıl bir etkileşime sahne olacak?
Ortadoğu’da savaşın dumanı yükselirken, Türkiye’nin doğu sınırlarında görünmeyen bir alarm çalıyor. İsrail ile İran arasında tırmanan gerilim, sadece savaş uçakları ve füzeleri değil, insanları da harekete geçirebilir. Peki, Türkiye yeni bir göç dalgasını kaldırabilir mi? Suriyelilerle yaşanan deneyimden sonra, İranlı bir göç akını ne anlama gelir?
Resmî açıklamalara göre, şu anda Türkiye-İran sınırında olağandışı bir hareketlilik yok. Milli Savunma Bakanlığı ve Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, “İran’dan Türkiye’ye göç başladı” iddialarını yalanladı. Ancak savaşın derinleşmesi hâlinde bu durumun değişmeyeceğini kimse garanti edemez.
SURİYELİ SIĞINMACILAR İLE İRANLILAR ARASINDA NASIL BİR FARK VAR?
Suriyeli sığınmacılar, savaşın ilk yıllarında büyük ölçüde kırsal ve düşük gelirli kesimlerden gelmişti. İranlılar ise daha şehirli, eğitimli ve seküler bir profille öne çıkabilir. Bu fark, entegrasyon sürecini kolaylaştırabilir gibi görünse de, sayı arttıkça toplumsal kabul yine de zorlaşacak ve çeşitli sorunlara yol açacaktır.
TÜRKİYE NE YAPMALI?
Türkiye’nin bu olası göç dalgasına karşı “hazırlıklı ama soğukkanlı” bir strateji geliştirmesi gerekiyor. Sınır güvenliği kadar, insani yardım kapasitesi, sosyal uyum politikaları ve uluslararası iş birliği mekanizmaları da devreye alınmalı. Aksi takdirde, hem insani hem de siyasi bir kriz kapıda olabilir.
UZUN VADELİ ETKİLER: DİPLOMASİ, ENERJİ STRATEJİSİ VE BÖLGESEL LİDERLİK ROLÜ
Uzun vadede Türkiye’nin diplomatik pozisyonu belirleyici olacak. Ankara, şu anda barış diplomasisinin öncüsü rolünü üstlenmiş durumda. Ancak savaşın uzaması, Türkiye’yi taraf olmaya zorlayabilir. Bu da dış politikada yeni kırılmalar yaratabilir.
Enerji güvenliği açısından ise Türkiye’nin alternatif kaynaklara yönelmesi kaçınılmaz hale geliyor. İran’dan doğalgaz alımı zaten yaptırımlar nedeniyle durmuştu, ancak bölgedeki her yeni kriz, Türkiye’nin enerji arz güvenliğini yeniden sorgulamasına neden oluyor.
Son olarak, bu savaş Türkiye’nin bölgesel liderlik iddiasını da test ediyor. Barışın sesi mi olacak, yoksa çatışmanın yankısında kaybolan bir aktör mü? Bu sorunun cevabı, sadece dış politikayı değil, iç siyaseti de şekillendirecek.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz