‘Yeni Ekonomi Paketi’nde neler var?

0
217

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Yeni Ekonomi Paketi’ni (YEP) 2021-2022-2023, açıkladı. İşte Bakan Albayrak’ın ‘Yeni Dengelenme, Yeni Normal ve Yeni Ekonomi’ temasıyla açıkladığı yeni yol haritası…

Bakanlığın Ataşehir’de bulunan yerleşkesinde gerçekleşen “Yeni Dengeleme-Yeni Normal- Yeni Ekonomi” başlıklı Yeni Ekonomi Paketi’ni açıklayan Bakan Albayrak, “Kovid-19 salgınının başlamasıyla ekonomimiz ve dünya ekonomileri tarihte eşine az rastlanır şiddette yeni bir sınama ile karşı karşıya kaldı. Tüm dünyada ekonomik faaliyet çok sert bir şekilde yavaşladı, kimi ülkeler ekonomilerini ve sınırlarını tamamen kapattı, işsizlik hızlı bir şekilde arttı. Belirsizlik ortamında sermayenin altına ve rezerv paralara yönelmesi neticesinde bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin para birimleri ciddi anlamda değer kaybetti. Birim maliyet artışlarına kur geçişkenliği de eklenince enflasyon oranımızdaki aşağı yönlü trend yerini yatay bir seyre bıraktı. Altın ithalatındaki hızlı artış ve turizm gelirlerindeki sert düşüş neticesinde cari işlemler dengemizde geçici de olsa bir bozulma ortaya çıktı. Bugün sizlerle paylaşacağım Program ekonomide salgın etkisiyle ortaya çıkan bu finansal ve makroekonomik dengesizliklerle nasıl mücadele edeceğimizi, salgın sonrası yeni normale hep birlikte nasıl uyum sağlayacağımızı ve yeni ekonomi yaklaşımımızın ne olacağını ortaya koyacak” dedi.

PANDEMİ TEDBİRLERİ
Bakan Albayrak Kovit-19 sürecinde uygulanan politikalara dikkat çekerek şunları kaydetti:
“Kovid-19 ile mücadelemizi 3 temel hedef üzerine inşa ettik. Birincisi, işgücü piyasamızı ayakta tutmak, ikincisi, salgından etkilenen hane halkı ve işletmelere gerekli kaynağı sağlamak, üçüncüsü, temel sektörlerin faaliyetlerini sürdürmesini garanti altına almak ve tedarik zincirlerini ayakta tutmak. Bu hedeflere ulaşmak için tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de parasal ve mali genişleme adımları atıldı. Bu adımları Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketimizi 18 Mart 2020 tarihinde açıkladık. Ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda dinamik olarak alınan yeni tedbirlerle paketi genişlettik. Kovid-19 salgını sürecinde açıkladığımız destek paketlerinin toplam büyüklüğü 494 milyar TL ile milli gelirimizin yüzde 10’una ulaştı. İhtiyaç sahibi 6,2 milyon ailemize 1000’er TL’lik nakdi yardım yaptık. En düşük emekli aylığını 1500 TL’ye yükselttik. Kısa çalışma ödeneğinin kapsamı genişlettik, süresini uzattık. 18,7 milyar TL tutarında kısa çalışma ödeneği, 4,4 milyar TL tutarında nakdi ücret desteği ve 3,6 milyar TL tutarında işsizlik ödeneği ile işçilerimize destekte bulunduk. Böylece istihdamın sürekliliğini sağladık. 40 milyar TL tutarında SGK ve Bağkur primini ve 29,4 milyar TL vergi ödemesini erteledik. Sektör odaklı vergi indirimleri ile işletmelere destek olduk. Temerrüde düşen firmalara mücbir sebep imkanı getirdik. Kredi Garanti Fonu (KGF)’nun limitini artırarak teminat sıkıntısı yaşayan işletmelerin finansmana erişimini sağladık. Hane halkından, esnafımıza, sanayicimizden, ihracatçımıza, ekonominin tüm paydaşlarına çok düşük maliyetlerle finansman sağladık. Kamu bankalarımız aracılığı ile 267,4 milyar TL tutarında kredi finansmanı imkanı sağladık. Aylık geliri 5 bin TL’nin altında olan yaklaşık 9 milyon vatandaşımıza 47,5 milyar TL bireysel ihtiyaç desteği verdik. 787 bin esnafımıza 29,9 milyar TL’ye yakın esnaf destek finansmanı tahsis ettik. 198 bin işletmemize 143 milyar TL işe devam finansmanı kullandırdık. 122 milyar TL tutarında kurumsal ve bireysel kredinin ertelemesini gerçekleştirdik. Salgın döneminde aldığımız bu politika tedbirlerinin neticesinde, bu yılın Temmuz ayında ekonomik faaliyet hızlı bir normalleşme sürecine girdi. Bu anlamda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin birçoğundan Türkiye olarak pozitif ayrıştık. Sanayi üretimi, satın alma yöneticileri endeksi, kapasite kullanım oranı, elektrik tüketimi ve güven endeksi verileri, ekonomide yılın üçüncü çeyreğinden itibaren güçlü bir ‘V’ tipi bir toparlanma olduğuna ve yıldan yıla büyüme oranının pozitife döndüğüne açıkça işaret ediyor.”
İHRACATTA KUVVETLİ TOPARLANMA
Albayrak, “Toparlanmanın sürükleyicilerinden birisi de ihracat oldu” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“İhracatımız, 2020 Haziran-Ağustos döneminde salgının etkilerinin derinden hissedildiği 2020 Mart-Mayıs dönemine kıyasla yüzde 27’ye yakın oranla ciddi bir artış kaydetti. Altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı ise aynı dönemde 15 puanın üzerinde artarak yüzde 90’a ulaştı ve uzun dönemli ortalamaların oldukça üzerine çıktı.”
TURİZM VE HİZMET SEKTÖRÜ
“Ancak toparlanmanın tüm sektörlere yayıldığını söylememiz hala mümkün değil. Özellikle turizm ve ulaşım gibi alanlarda ve genel anlamda hizmetler sektöründe toparlanma henüz istediğimiz seviyede değil” diyen Berat Albayrak, “Yaklaşık 15 milyon insanımızın istihdam edildiği hizmetler sektörünü yeniden canlandırmak ve vatandaşlarımızın refahını korumak bizim için hayati önemde” diye konuştu.

YENİ DENGELENME – YENİ NORMAL – YENİ EKONOMİ
Albayrak, “Bu seneki Yeni Ekonomi programımızın ana temaları “Yeni Dengelenme”, “Yeni Normal” ve “Yeni Ekonomi” dedi ve her birini ayrı bir meydan okuma olarak gördüklerini belirterek, bu temaların anlamlarını şöyle anlattı:
“Yeni dengelenme; salgının makroekonomik denge ve finansal istikrar üzerindeki olumsuz etkilerin ortadan kaldırılmasını, iç ve dış dengenin yeniden sağlanmasını, enflasyonun kalıcı olarak düşük tek haneli rakamlara indirilmesini ve cari işlemler açığının kapatılmasını ifade etmektedir. Bu denge üzerine sürdürülebilir bir büyüme modeli inşa edilecektir. Dengelenme döneminde, salgın sürecine özgün olarak devreye alınan finansal tedbirler kademeli olarak kaldırılacaktır. Ağustos ayı başından bu yana ilgili kurumlarımız gerek faiz ve likidite adımlarıyla gerekse de swap ve aktif rasyosu düzenlemeleriyle bu yönde adımlar atmaya başladılar. Normalleşme adımları önümüzdeki günlerde de devam edecek, hem finansal istikrarımıza hem de makroekonomik hedeflerimize katkı sağlayacaktır. Yeni normal; dünya genelinde sosyal ve ekonomik hayatın işleyişinde değişim Kovid-19 salgını ile dünya genelinde sosyal ve ekonomik hayatın işleyişi önemli ölçüde değişime uğradı. Ekonomideki iş yapış şekilleri, davranışlar ve tercihler yeniden biçimleniyor. Ekonomimizin bu sürece gereken uyumu sağlayabilmesi için dijital dönüşüme hız kazandırılması, e-hizmetlerin hayatın her alanına yaygınlaştırılması, yeni finansal çözümlerin üretilmesi ve yeni çalışma modelleri oluşturulması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Program döneminde bu zorunluluklara en doğru yanıtı vermek, katma değerli üretimi destekleyecek iş süreç ve modellerini yaygınlaştırmak, yani “yeni normale” uyum sağlamak ikinci hedefimiz olacak. Yeni ekonomi; yenilikçi, yüksek katma değerli, ihracata dayalı, insan odaklı ve kapsayıcı bir kalkınma modeli, yeniden dengelenmeyi sağlayarak, yeni normale uyum sağlayarak Program döneminde ekonomimizi güçlendireceğiz. Enflasyon ve cari dengedeki kırılganlıkları azaltacak, rekabet, teknoloji ve verimlilik odaklı stratejik reformları hayata geçireceğiz. Salgın sonrası küresel tedarik zincirinde ortaya çıkan aksamaları fırsata dönüştürerek ülkemizi üretim ve yatırımda küresel bir cazibe merkezi haline getirecek adımlar atacağız. Bu kapsamda yenilikçi, yüksek katma değerli, ihracata dayalı, insan odaklı ve kapsayıcı bir kalkınma modeli uygulayacağız.”
BÜYÜME RAKAMLARI
Bakan Albayrak, program dönemindeki makroekonomik hedeflere ve bu hedeflere ulaşmak için uygulayacakları politikalara dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“2020 yılına güçlü bir büyüme performansıyla başlamıştık. Salgın etkisiyle Mart ayından itibaren başlayan sert daralmanın ardından üçüncü çeyrekte yeniden hızlı bir toparlanma sürecine girdik. Ağustos ayından itibaren atılmakta olan normalleşme adımlarının etkisiyle yılın geri kalanında büyüme bir miktar ivme kaybedecek olsa da biz yılın tamamında büyümenin pozitif olmasını ve yüzde 0,3 oranında gerçekleşmesini öngörüyoruz. Türkiye ekonomisi 2018-2020 döneminde karşı karşıya kaldığımız iç ve dış şoklar nedeniyle potansiyelinin oldukça altında büyümüştür. 2021 yılında, ertelenen tüketim ve yatırımların devreye girmesi ve turizm gelirlerindeki normalleşme ile birlikte büyümenin yüzde 5,8 olması tahmin edilmektedir. Sonraki dönemde de büyümenin yüzde 5 seviyesinde seyretmesi hedeflenmektedir. Bu büyüme hedeflerine ulaşmak için program döneminde her zaman vurguladığımız şekilde ihracata, katma değerli üretime ve istihdama yoğunlaşacağız. İş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, iç ve dış tasarrufların artırılması temel önceliklerimiz olacak. Kaynaklarımızı, cari dengeyi destekleyecek, kalkınma hedeflerimize hizmet eden alanlara ve projelere yönlendireceğiz. Özellikle verimlilik ve rekabet gücünü artıracak, yüksek teknoloji ve dijital dönüşümü destekleyecek, girişimcilik ekosistemini iyileştirecek politika ve tedbirleri hızla hayata geçireceğiz.”
İSTİHDAM
Albayrak, “Büyüme konusundaki olası riskleri elbette göz ardı etmiyoruz. İhtiyatlı duruşumuzu koruyarak, her türlü senaryoya hazırlık yapıyoruz” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu doğrultuda, küresel ekonomide ve Türkiye ekonomisinde salgın koşullarındaki normalleşme sürecinin tersine döneceği ve ekonomilerdeki toparlanma sürecinin sekteye uğrayacağı kötümser bir senaryoda; 2020 yılının tamamında ekonomimizin yüzde 1,5 oranında daralabileceğini, 2021 yılında ise YEP tahmininin 2,1 puan altında kalarak yüzde 3,7 seviyesinde büyüyebileceğini değerlendiriyoruz. Program dönemi boyunca istihdamın yıllık ortalama 1 milyon 336 bin kişi artması ve işgücüne katılım oranlarındaki artışa rağmen işsizlik oranının kademeli olarak gerileyerek 2023 yılında yüzde 10,9 seviyesinde gerçekleşmesi öngörülmektedir. İstihdamın nicelik ve niteliğini artıracak politika ve tedbirler uygulanmaya devam edecektir. Bu kapsamda, işgücü piyasasında beceri uyumunun artırılması için çalışmalar hızlandırılacaktır. Belirlenen odak sektörler başta olmak üzere reel sektörün gelecekteki ihtiyaçları da dikkate alınarak işgücü piyasasında talep edilecek becerilerin ve yeni mesleklerin kazandırılması sağlanacaktır. Kovid-19 salgını sonrası ekonomik toparlanmayı destekleyici, gençlerin deneyim kazanarak işgücü piyasasına girişlerini kolaylaştırıcı, kısmi süreli çalışmayı teşvik edici İşgücü Piyasasının Esnekleştirilmesi yönünde politikaları hayata geçireceğiz. Tarım alanındaki sulama ve seracılık yatırımlarımızın yanında, 1 milyon istihdam projesi gibi sektör odaklı işbaşı eğitim ve meslek edinme programları ile istihdama önemli katkı sağlayacağız.”
ENFLASYON RAKAMLARI
Enflasyon rakamları konusunda ise Bakan Albayrak, şunları söyledi:
“Fiyat istikrarının sağlanması, enflasyonun kalıcı olarak düşük tek haneli seviyelere indirilmesi önceliğimiz olmaya devam etmektedir. Enflasyonun 2020 yılı sonunda yüzde 10,5’e gerilemesi, 2021 yılsonunda yüzde 8,0 olarak gerçekleşmesi, Program dönemi sonunda ise yüzde 4,9 düzeyine gerilemesi hedeflenmektedir. Para ve maliye politikalarının güçlü eşgüdümünün sürdürülmesi enflasyondaki düşüş eğiliminde belirleyici olacaktır. Başta arz yönlü kısıtların ortadan kaldırılmasına olanak sağlayacak, mal ve hizmet piyasalarında rekabet ve verimliliği artıracak politikalar bu süreci destekleyecektir. Bu alanda Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu ve Rekabet Kanununda Yeni Yaklaşım önemli rol üstlenecektir. Sözleşmeli tarım ve girdi finansmanı ile gıda fiyatlarında istikrar sağlanacaktır. Tarımsal üretim maliyetlerini düşürmek, çiftçilerimizin gelirini garanti altına almak ve gıda fiyatlarında istikrara katkı sağlamak için girdi finansmanı ve avans mekanizmasını uygulamaya koyacağız. Pilot uygulamayı hali hazırda TÜRKŞEKER ile başlattık. Lojistik alanında büyük atılımlar yaparak bölgesel lider konumuna geleceğiz. Lojistik Master Planını en kısa sürede uygulamaya alacağız. Daha fazla liman, endüstriyel tesis ve lojistik merkezinin yerel ağa ve uluslararası demiryolu koridorlarına bağlantılarını yapacağız. Kurdaki değişimlerin enflasyona etkisini en aza indirmek için yerlileştirme programlarını ve TL bazlı alım garantili kontratları hayata geçireceğiz.”
CARİ İŞLEMLER
Bakan Albayrak, 3 yıllık program dönemi sonunda cari işlemlerde kalıcı olarak denge tesis etmeyi amaçladıklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Bu yıla cari fazla vererek başlamışken, turizm gelirlerindeki beklenmedik daralmanın ve global altın talebine paralel olarak hızlı bir şekilde artan net altın ithalatının etkisiyle yılı cari açık vererek kapatacağız. Yaptığımız hesaplamalara göre, Kovid-19 salgınının net turizm gelirlerimiz üzerindeki azaltıcı etkisi 25 milyar dolar, net altın ithalatı üzerindeki yukarı yönlü etkisi ise 12 milyar dolar seviyesinde. Bu geçici etkiler hariç bakıldığında, 2020 yılında 12,4 milyar dolar, yani milli gelirimizin yüzde 1,7’si kadar cari fazla verdiğimizi hesaplıyoruz. Cari işlemler dengesinin GSYH’ye oranının 2021 ve 2022 yıllarında sırasıyla yüzde 1,9 ve yüzde 0,7 olarak açık vermesini, program dönemi sonunda ise sınırlı fazlaya dönmesini ön görüyoruz. Bu kapsamda uluslararası alanda rekabetçi ve güçlü istihdam potansiyeli olan öncelikli sektörleri destekleyeceğiz. Yurtiçi üretim kapasitemizi artıracak, sürdürülebilir ihracat artışı sağlayacağız. 2021 yılında yenilenecek kontratlardaki doğal gaz fiyatlarının doğalgaz keşfi kaynaklı olarak daha uygun düzeylerde oluşması enerji ithalatına olumlu yönde katkı yapacaktır. Türk Eximbank’ın yeni yaklaşımı, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın yeni odak alanları ile KOBİ’lerimizi desteklemek, küresel tedarik zincirindeki payımızı ve e-ihracatı artırmak politikalarımızın öncelikleri olacak. Bu dönemde madencilik alanında katma değerli üretime yönelik yatırımlara da önem vereceğiz. Turizm gelirlerimizi artırmak için 12 ay turizme geçişle turizmde çeşitliliği artıracak, güvenli turizm sertifikasyonunu sürekli ve kalıcı hale getireceğiz.”
“Salgın sürecinin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik alınan tedbirler nedeniyle bütçeye yansıyan maliyetler, salgınla mücadelede yakalanan başarıyla orantılı olarak önümüzdeki dönemde azalacak, ekonomik faaliyetlerde yaşanan iyileşmeye bağlı olarak bütçe gelirleri artacaktır” diyen Bakan Albayrak, “Program dönemi boyunca bütçe açığının GSYH’ye oranının kademeli bir şekilde gerilemesi ve dönem sonunda yüzde 3,5 olması beklenmektedir. Salgın kaynaklı belirsizlik dönemi etkisi ile özel sektörün çekingen kalabileceği yatırımlarda kamunun sürükleyici rol üstlendiği bir dönem göreceğiz. Oranların ortaya koyduğu kamu harcamalarındaki artışı üretimi, verimliliği ve istihdamı destekleyecek belli alanlarda yapılacak sabit sermaye yatırımları ile sınırlı tutacağız. Bu kapsamda artış, demiryolu yatırımları, sulama projeleri, eğitim, Ar-Ge harcamaları, yeni OSB’lerin desteklenmesi ve üniversite araştırmalarında gerçekleşecek. Ayrıca, sürekli ve kalıcı gelir kaynakları ile vergi tahsilatında etkinliğin artırılmasını, ekonomide kayıt dışılığın azaltılmasını, teşvik sisteminin verimliliğinin artırılmasını sağlayacak politikaları devreye alacağız. Devlet Malzeme Ofisi’nin (DMO) merkezi satın almadaki rolünün genişletilmesi, tek hazine hesabının genişletilmesi gibi adımlarla hedeflerimizi destekleyeceğiz” dedi.
FİNANSAL İSTİKRAR
Albayrak, “Finansal İstikrarın sağlanması için gerekli stratejik reformlar program döneminin ana odak alanlarından olacak. Finansal piyasalarda stratejik reformlar yoluyla tasarruflarımızın artırılması, kaynak dağılımında etkinliğin desteklenmesi, finansal okuryazarlık seviyesinin yükseltilmesi ve finansal sistemin sermaye piyasası ayağının güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Para ve sermaye piyasalarının derinleştirilmesi için uzun vadeli tasarruflarda artışa katkı sağlayacak çalışmalara devam edilecektir. Kredi kullandırımına ilişkin süreçlerin iyileştirilmesine ve kredilerin veriliş amaçları doğrultusunda kullanılmasının sağlanmasına yönelik çalışmalara devam edilecektir. Katılım finans alanında uluslararası standartlara uyum sağlanacak ve katılım sigortacılığı yaygınlaştırılacaktır. Ülkemizde finansal teknolojilerin yaygınlaştırılmasına yönelik kapsamlı bir strateji dokümanı ve eylem planı hazırlanacaktır. Finansal kapsayıcılığın artırılması, TL bazlı finansal ürünlerin teşvik edilmesi, dolarizasyonun azaltılması, İFM Merkezli Zenginleştirilmiş Kümelenme Modeli’nin uygulanması diğer adımlarımız arasında yer almaktadır. Yeni finansal mimari anlayışı çerçevesinde finansal istikrar ve güvenliği esas alan esnek, etkili ve kapsamlı düzenleme altyapısının güçlendirilmesi sağlanacaktır. Program dönemi boyunca, ekonominin sağlıklı bir şekilde işlemesi ve şoklara karşı direncinin daha da artması için yoğun çalışma içerisinde olacağız” şeklinde konuştu.
“HEM VATANDAŞLARIMIZA HEM DE PİYASALARA GÜVEN VEREN BİR PROGRAM HAZIRLAMA GAYRETİNDE OLDUK”
Berat Albayrak, Kovid-19 salgınının getirdiği tüm güçlüklere rağmen önemli ilerlemeler sağladıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçen yıl 166 maddeden oluşan bir eylem planı hazırlamıştık. 166 maddenin 77’sinin 2020, 32’sinin 2021 ve 57’sinin 2022’de hayata geçirileceğini takvime bağlamıştık. Eylül 2020 itibarıyla 2020 yılı için belirlediğimiz 77 eylemin 52’sini yani yaklaşık yüzde 68’ini hayata geçirdik, diğer 25 eylemde de önemli ölçüde ilerleme kaydettik. 3 yıl boyunca hayata geçirilmesi planlanan Bakanlıklarımız görev alanındaki 166 eylemin 68’i gerçekleştirilirken, 98’inde ilerleme süreci devam ediyor. Sürdürülebilir Büyüme, Enflasyonla Mücadele, Cari Dengenin sağlanması, Finansal İstikrar gibi temel alanlarda ortaya koyduğumuz, İstihdamı öncelediğimiz programımızın temel hedef ve politikalarını burada görebilirsiniz. Salgın döneminin belirsizliklerine rağmen hem vatandaşlarımıza hem de piyasalara güven veren bir program hazırlama gayretinde olduk. Ülkemizi, ekonomide bir üst lige çıkaracak, sürdürülebilir büyüme modelini tesis edecek tüm politikaların başarıya ulaşması için gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz