Uzmanından yılbaşı sofraları için sağlıklı beslenme tüyoları

0
19

Bu günlerde yılbaşı sofraları için hazırlıklar devam ederken en çok merak edilen soru aynı: O gece neler yemeliyim, nelerden kaçınmalıyım?
Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Deregözü, yılbaşı gecesi için şu önerilerde bulundu:
“Yılbaşı gecesinde porsiyon kontrolünü koruyarak, ne yediğimizin ve içtiğimizin farkında olarak tüketmeliyiz. Sebze ağırlıklı başlangıçlar tercih etmeli, ağır sos ve kızartma besinlerden uzak durmalıyız. İçecek tercihi olarak alkol tüketilecekse miktarı sınırlandırmak ve yanında mutlaka su içmek, gazlı ve şekerli içecekler yerine su veya maden suyu tercih etmek gece boyunca dengeyi korumaya yardımcı olacaktır.”

GÜN İÇERİSİNDE ÖĞÜN ATLAMA YAPMAYIN
Yeni bir yıla yeni umutlarla, heyecanlarla ve hayallerle başlamanın en keyifli yeri şüphesiz aile veya arkadaşlarla planlanan geleneksel yılbaşı sofralarıdır. İştah açıcı aynı zamanda bol kalorili yemekler ve zengin atıştırmalık çeşitleriyle hem mideyi hem gözü dolduran yılbaşı sofraları kontrolsüz kalori alımına ve mide rahatsızlıklarına neden olabilir.
Yılbaşı gecesi için sağlıklı beslenmenin temel prensipleri arasında ilk olarak gün içerisinde öğün atlamadan dengeli beslenmek bulunuyor. Akşam yemeğine aşırı aç bir şekilde ve “çok acıktım” düşüncesiyle oturulmamasının yerinde olacağını vurgulayan Deregözü, “Porsiyon kontrolünü koruyarak, ne yediğimizin ve içtiğimizin farkında olarak tüketmeliyiz. Sebze ağırlıklı başlangıçlar tercih etmeli, ağır sos ve kızartma besinlerden uzak durmalıyız” dedi.
ERTESİ GÜN AÇ KALMAYIN!
Yılbaşı gecesinde genellikle 3–4 çeşit yemek servis edildiği için dengeli bir menü planlaması önem taşıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Deregözü, ana öğünlerde protein ağırlıklı seçeneklerin yer almasını, vegan bireyler için ise kurubaklagil bazlı alternatiflerin sunulmasını öneriyor. Et, tavuk ve hindi gibi protein kaynaklarının kızartma yerine fırında pişirilmesi, yağlı soslardan kaçınılması gerektiğini vurguluyor. Öğünlerde posa desteği sağlayan sebzelerin mutlaka yer alması; salata veya sebze haşlama ile birlikte yoğurt ya da hafif yoğurtlu mezelerden oluşan dengeli bir tabak sunulması gerektiğini belirtiyor.
Yılbaşı akşamına dair en yaygın inanış “gece geç saatte yemek kilo aldırır” düşüncesidir. Oysaki kilo artışının ana sebebi geç saatte yemek değil, toplam enerji alımının fazlalığından kaynaklanıyor. Deregözü, “Ertesi gün sağlıklı ve dengeli beslenmeye devam etmelisiniz. Kalorisiz ve şok detoks programları uygulamanıza gerek bulunmadan sebze ağırlıklı hafif ve dengeli bir beslenme modeli yeterli olacaktır. Bir gün çok kaçırıldıysa ertesi gün aç kalınmalı yaklaşımı metabolizma dengesini bozabilir ve yeme ataklarını artırabilir” diyerek normal beslenme düzenine geri dönmenin en sağlıklı yaklaşım olduğunu vurguladı.
KRONİK RAHATSIZLIĞI OLANLAR AŞIRI TÜKETİMDEN KAÇINMALI
Yılbaşı sofralarına ait en çok sorulan soruların başında diyabet, hipertansiyon, böbrek veya kalp-damar hastalığı olanların o gece neler yemesi gerektiği geliyor. Bu hastalıklardan mustarip hastaların yılbaşı gecesi, mümkün olduğunca kendi beslenme düzenlerine sadık kalmalı ve ani, aşırı tüketimden kaçınması gerektiğini belirten Deregözü, “Diyabet hastalarının insülin kontrolünü mutlaka yapması ve basit şeker içeren tatlılar, beyaz unlu ürünler ve şekerli içeceklerden uzak durması gerektiğini” söyledi.“Kızartmalar, işlenmiş etler ve yüksek sodyum içeren besinler yerine ızgara, fırın veya haşlama yöntemleriyle hazırlanmış, sebze ve protein dengesi sağlanmış öğünler tercih edilmelidir. Porsiyon kontrolü, alkol tüketiminin sınırlandırılması veya tamamen kaçınılması ve yeterli su alımı, kan şekeri, tansiyon ve sıvı dengesinin korunması açısından özellikle önemlidir” diyen Deregözü, böbrek hastalarının muz, portakal, avokado, patates, domates gibi potasyum, sodyum ve fosfor içeriği yüksek gıdalardan uzak durmasının yerinde olacağını ifade etti.
ŞİŞKİNLİĞİ AZALTMAK İÇİN DOĞAL ÇÖZÜMLER
Yılbaşı sonrası şişkinliği azaltmak için posa, su ve doğal prebiyotik içeriği yüksek besinlerin tercih edilebileceğini belirten Deregözü, yoğurt ve kefir gibi fermente ürünlerin bağırsak florasını destekleyeceğini, kabak, enginar, pırasa ve yeşil yapraklı sebzelerin yüksek su içeriği nedeniyle sindirimi ve ödem atımını kolaylaştıracağını kaydetti. Rezene, anason, papatya ve nane-limon gibi bitki çaylarının gaz ve şişkinliğin azalmasına yardımcı olacağını belirten Deregözü, yeterli su tüketiminin de ödemin atılmasını destekleyeceğini söyledi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz