Yiyeceklerin üretildiği ortam, hava, su ve toprak koşulları, kullanılan kimyasal maddeler, besinlerin üretiminden tüketimine kadar geçen tüm aşamalar sağlığımızı etkilemekte ve bu da beslenmenin kanser oluşumunda önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir. Medicana International İstanbul Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yıldız Melek Aksoylu, kanser tedavisinde olumlu düşünmenin, iyi bir beslenmenin ve egzersiz yapmanın tedavi üzerinde pozitif etkileri olduğunu belirtti.
Aksoylu, “Kanser tedavisi sırasında bazı hastaların beslenme düzenlerinde herhangi bir değişiklik olmazken, bazı hastalarda tedavi ciddi beslenme eksikliklerine neden olmaktadır. Kanser hastalığı ve tedavi basamakları herkes için zor bir süreçtir. Fakat geleceğimizi düşünerek bu süreci daha sağlıklı geçirmeye odaklanırsak, zorlukları minimuma indirebilir, iyileşme sürecimizi hızlandırabiliriz” ifadelerini kullandı.
HASTALIKLARIN TEMELİNDE OBEZİTE VAR
Diyetisyen Melek Aksoylu birçok hastalığın temelinde yatan faktörün obezite olduğunu, kanser ölümlerinin de obezite ile ilgili olduğu çeşitli araştırmalarla tespit edildiğini ifade etti.
Aksoylu “Bu yüzden ideal vücut ağırlığınızı korumalı, beden kitle indeksinizin 18,5 – 25,0 arasında olmasına özen göstermelisiniz” dedi.
YÜKSEK PROTEİN, DÜŞÜK KARBONHİDRAT
Protein ve karbonhidrat hakkında da bilgiler veren Aksoylu, “Beslenmenizde protein tüketimini daha yüksek düzeyde tutarak, karbonhidratlı besinlerin tüketimini minimuma indirmelisiniz. Protein alımını haftada minimum 2 kez balık (özellikle somon), yumurta ve kuru baklagillerden sağlamalı, kırmızı et tüketiminde haftada 1 günü geçmemeye ve işlenmiş etleri tüketmemeye özen göstermelisiniz. Protein alımını arttırmak için yumurtayı çorbalarınızda veya salatalarınızda (haşlanmış olarak) kullanabilirsiniz. Yoğurt, süt ve meyveler ile karışım yapabilir, evde milkshake gibi soğuk içecekler hazırlayabilirsiniz. Karbonhidrat alımında ise en önemli nokta karbonhidratın türüdür. Kompleks karbonhidratlar (tahıllar, ekmek, kuru baklagiller, meyve, sebze, süt ve yoğurt gibi) tercih edilmelidir” diye konuştu.
OMEGA-3 KANSERİ AZALTIYOR
Yapılan çalışmalarda doğal olarak verilen omega-3’ün kanseri azalttığını ve gerilettiğini belirten Aksoylu, “Somon balığı, ceviz, keten tohumu omega-3 yağ asitlerinin mükemmel kaynağıdır” dedi.
KANSERDEN KORUYUCU POSA
Sebze, meyve ve kuru baklagillerin posanın zengin kaynağı olduğuna dikkat çeken Medicana International İstanbul Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yıldız Melek Aksoylu, “Beslenmeyle alınan posa birçok kanser türünden korunmada oldukça etkilidir. Ayrıca sebze ve meyveler en iyi antioksidan kaynağıdır. Antioksidanlar tedavi esnasında bağışıklık sistemimizin koruyucularıdır” ifadelerini kullandı.
ZAMANSIZ TÜKETİLEN BESİNLER ZARAR VERİYOR
Tedavi süresi boyunca günde 4-5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi gerektiğini belirten Aksoylu, temel kuralın sebze ve meyvelerin mevsimine uygun olması olduğunu söyledi.
Aksoylu, “Zamansız tüketilen her şeyin faydadan çok zararı olduğunu unutmayalım. Meyvelere gelince kesinlikle suyunu sıkıp içmiyoruz. Mademki posa kanserden koruyor ve tedaviye destek oluyordu bizim içinde önemli olan meyvenin tamamıdır. Ek olarak meyve tüketiminde porsiyon kontrolü oldukça önemlidir. Meyvenin de şeker olduğunu ve uygun miktarlarda tüketilmesi gerektiğini unutmamalı, kilolarca meyve tüketmemeliyiz. Elma, mango, avokado ve kükürtlü sebzeler (brokoli, lahana, karnabahar, şalgam, turp) kanser önleyici birçok faydalı bileşeni içermektedir” dedi.
YANAN HER YAĞ KANSERE DAVET
Aksoylu, “Kızartmalar tehlikeli bileşenlerin oluşumuna neden olarak kanseri olumsuz yönde etkilediği için besinleri fırında veya haşlama yöntemleriyle pişirin. Yemek yaparken yağı önceden ilave edip ateşte soğanla kavurmak yerine yemek piştikten sonra üzerine ilave edin. Yanan her yağ kansere davettir” ifadelerini kullandı.
PAKETLİ ÜRÜN TÜKETİMİNİ AZALTIN
“Hem kansere yönelik hem de genel beslenmenizde paketli ürün tüketimini azaltın” diyen Aksoylu, “Paketli her ürün kimyasal içermekte ve bu da sağlığımızı tehdit etmektedir. Alışverişe giderken bir liste yapmalı, aç olarak gitmemelisiniz. Evinizde ne kadar az paketli ürün bulundurursanız, tüketimde o kadar azalacaktır” diye konuştu.
TEDAVİ SÜRECİNDE BULANTIYI AZALTMAK İÇİN
Tedavi süresi boyunca bulantıyı azaltmak için tavsiyelerde bulunan Aksoylu, “Az ve sık beslenmeye çalışın, tatlı, kızartma ve yağlı besinlerden uzak durun. Yemeklerle beraber sıvı tüketimi yapmak yerine yemeklerden 1 saat önce veya sonrasında deneyin. Tost ve kraker gibi kuru besinleri tercih edin, ağzınızda kötü bir tat varsa zaman zaman limonlu veya naneli şeker kullanabilirsiniz. Rahat kıyafetleri tercih ederek, yemek sonrası hemen uzanmayın” dedi.
ALKOL TÜKETİMİ KANSER RİSKİNİ ARTTIRIYOR
Tedavi gören hastalara alkol alımını kısıtlamaları gerektiği uyarısını yapan Aksoylu, “Alkol tüketimi kanser riskini arttırmaktadır. Aynı zamanda besinlerle alınan vitamin ve minerallerin emilimini olumsuz etkilemektedir. Şarap kanserin gelişme riskini direk etkilemese de düzenli olarak içtiğiniz zaman kanser riskini arttırabilir” ifadelerini kullandı.
KABIZLIK VE İSHAL DURUMLARINDA DİKKAT!
Kabızlık durumunda; kuru baklagiller ve sıvı tüketimin artırılması gerektiğini belirten Aksoylu, “Kabızlıkta kayısı, incir, erik gibi meyveleri tüketin. Fiziksel aktivitenizi arttırmaya çalışın. İshal durumunda ise; yağlı yemeklerden uzak durun, süt yerine yoğurt ve ayran tercih edin. Yayla çorbası ve az yağlı çorbaları tercih edebilirsiniz. Elma, şeftali, muz ve ayva gibi meyveleri tüketin. Baharat kullanımını kısıtlayın” diye konuştu.
Kaynak : DHA gokce.karakose@dha.com.tr (Gökçe Karaköse)