Şahsenem: “Sezen Aksu şarkılarını okumam”

0
970

Sezen Aksu’nun son çıkardığı “Şahane Yaşamak” isimli esere tepkiler çığ gibi büyüyor. Özbek pop sanatçısı Şahsenem de tepkisini “Artık sahnede Sezen Aksu şarkılarını okumam” diyerek dile getirdi.


Sahnede, “İnsanoğlu Allah ve Allah’a olan inançla ve manevi değerlerle insandır, bu değerlerimizi korumalıyız” diyen Şahsenem, ünlü müzisyen Sezen Aksu’nun imza attığı şarkı için “Önce yaratandan sonra da imanlı Türk halkından af dilemesi çağrısında bulundu.


Sezen Aksu gibi bir değerden hiç böyle bir eser beklemediğini de dile getiren Şahsenem, çok üzüldüğünü ve Allah’ın verdiği yeteneği sevdiği kullarına hakaret ederek kullanmasının büyük hata olduğunu dile getirdi.


“Nereden geldiğimizi ve nereye gideceğimizi bilen birinin yapamayacağı bir hata bu” diyerek tepkine farklı bir boyut katan Şahsenem “Umut ediyorum ki Sezen Aksu bu büyük hata ve günahından en kısa zamanda dönecektir, bunu çok arzu ederim” dedi.

Şahsenem kimdir nereli kaç yaşında? İşte, Şahsenem’in şarkıları ve albümleri

Shohsanam Qilicheva ya da bilinen adıyla Şahsenem 2 Ekim 1968 tarihinde dünyaya gelen Özbek-Türk şarkıcı, model ve oyuncudur. Türkiye’de çıkışını Seyyah adlı albüm ile gerçekleştirmiş olup dört yıl sonra Efsane Aşk adlı albümü ile müzik piyasasına tekrar dönüş yapmış ve Türkiye’de büyük bir hayran kitlesine kısa sürede ulaşmıştır. Sonraki yıllarda da çıkışını devam ettirmiştir.

  • Seyyah (4 Aralık 1996)
  • Efsane Aşk (2000)
  • Kısasa Kısas (2006)
  • Her şey Boş Şu Yalancı Dünyada (2011)

90’lı yıllarda bir şarkı popüler olursa eğer sadece televizyon ve radyoda çalmaz sokaklara taşardı. 1996’da Özbek kızı Şahsenem, Türkiye’deki ilk albümü “Seyyah”ı çıkarıyor ve “O Bu Gece Gelecek” şarkısıysa her yerde duyulmaya başlıyor. Hikayeyi başa sarıyoruz ve sanatçı, Türkiye’ye geliş hikayesini şöyle anlatıyor:

“Türklerin özünden geliyorum ben, Özbekistan’dan. Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu, oyuncu ve Özbekistan’ın tanınmış devlet sanatçısıydım. 1991, Özbekistan’da zirve yaptığım yıldı. Özbek pop sanatçısı Batır Zakirov adına düzenlenen yarışmada birinci olduktan sonra yepyeni bir tarz oluşturmuştum.

Özbek halk ve sanat müziklerini modernleştirerek, Batı sentezi sunuyordum. Hayalim yurtdışına açılıp tanınmış bir sanatçı olmaktı. Kendim de öz Türk olduğumdan bunun için Türkiye’yi seçtim. 1992 yılında Adana’daki Türk Ocakları bir aylık bir turne için bizi buraya davet etti. Turne bitti, herkes gitti ve bir tek ben İstanbul’da kaldım.

Burada bir şeyler yapmak istiyordum. O yüzden de 4 yıl boyunca şarkı söylemedim. Türk halkını tanıyıp Türkçeyi öğrenmeye karar verdim. Dili en iyi sokakta insanların içinde öğrenirsiniz. Özbekistan’ın meşhur sanatçısıydım ama Türkiye’de bir hiçtim ve kimse beni tanımıyordu. O 4 yılda Türkçeyi ve buradaki hayatı öğrendim. Çok zordu çünkü sanatçı olarak doğmuştum, şarkı söylemiyordum.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz