Makine Mühendisi Ali Peri, gündemdeki asgari ücret görüşmeleri ve halkın geçim sıkıntısını değerlendirerek, belirlenecek asgari ücretin, insanca yaşam ücreti olması gerektiğini söyledi.
Ekonomik krizin herkesin hayatını çıkmaza sürüklediği Türkiye’de milyonlarca insanının belirlenecek asgari ücret kararını beklediğini ifade eden Peri, “Asgari ücret belirleme çalışmaları sadece ücretli kesimi değil toplumun tümünü yakından ve doğrudan ilgilendirmektedir. Sadece asgari ücret alanlar değil; asgari geçim indirimi, işsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği, engelli ve yaşlılık aylığı gibi çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Dolayısıyla asgari ücret ülkedeki refah düzeyinin, gelir dağılımının, devletin vatandaşları için reva gördüğü yaşam seviyesinin en önemli göstergesidir” dedi.
Peri, Asgari ücret ve emekli maaşlarından vergi alınmaması gerektiğini vurgulayarak, ”Devlet sorumluluk almalı, asgari ücret ve emekli maaşları vs vergi alınmamalı işverenin de yükü hafifletilmelidir” diye konuştu.
Ali Peri, son dönemde döviz kurlarında yaşanan olağanüstü dalgalanma ile gıda, kira fiyatlarında görülen artışlardan dolayı, emeğinden başka hiçbir geliri olmayan ücretli çalışanların satın alma gücünü gerilettiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
”2022’de geçerli olacak asgari ücretin, ekonomide yaşanan gelişmeler de dikkate alınarak, insana yakışır bir yaşam düzeyini sağlayacak şekilde tespit edilmesi gereklidir. Yaklaşık 20 milyon insanı direkt olarak ilgilendiren asgari ücreti belirlemek için bir araya gelen Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararlarında TÜİK’in, neye kime göre belirlediği belli olmayan rakamları baz alınıyor. Ücretli kesimin çarşıda, pazarda, sokakta yaşadığı gerçek hayat pahalılığı ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan enflasyon rakamları temel alınıyor. Bu nedenle asgari ücretteki artış hep sefalet oranında tutuluyor. Yıllardır işçilerin ailelerinin hesaba katılmadığı, tek bir işçinin asgari geçim haddinin bile altında kalan rakamlar asgari ücret olarak dayatılarak, insanca yaşamaya yetecek ücret isteyenler ise işsizlikle tehdit ediliyor. Şu anda da görüyoruz ki, insanımızın alın terinin karşılığı olarak telaffuz edilen rakamlar komik ve tabiri caizse piyasa şartları ele alındığında dalga geçildiği izlenimi veren rakamlardır. Oysa insanca yaşam herkesin hakkıdır ve bu hak, iktidar tarafından işçiden, emekçiden gasp edilmektedir”