Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gaziantep Milletvekili Avukat Hasan Öztürkmen, 11 ili etkileyen ve binlerce can kaybının yaşandığı 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin yıl dönümü dolayısıyla TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Bir asrın felaketi varsa bu da ülkemiz açısından AKP iktidarıdır” dedi.
CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, 6 Şubat depremlerinde, evlerini, işlerini, yakınlarını kaybeden depremzedelere iktidar tarafından verilen hiçbir sözün yerine getirilmediğini, AKP’nin “şöyle yapacağız, böyle yapacağız” diyerek halkı uyutmaya soruları da “cek–cak”larla geçiştirdiğini söyledi.
TBMM Genel Kurulunda gündeme söz alan ve gündeme ilişkin bir konuşma yapan Öztürkmen, Gaziantep’e Gazilik ünvanı verilişinin 103. Yıl dönümünü kutlayarak, “Gaziantep’le ilgili gurur verici, onur verici bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün teklifi ve onayıyla Gaziantep’e savaşın en şiddetli olduğu günlerde verilen, 8 Şubat 1921 tarihli “Gazi”lik unvanın verilişinin 103’üncü yıl dönümü. Saygıyla, onurla ve gururla anıyorum” dedi.
İKTİDAR YİNE UYUTMAYA ÇALIŞIYOR
Konuşmasında, 6 Şubat depremleri sonrası bölgede zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren depremzedelere verilen sözlerin tutulmadığı gibi bir de AKP’nin iller arasında ayrım yaptığını dile getiren Hasan Öztürkmen, “Gündemimiz 6 Şubat depremleri. Bu konuda söylenmeyen bir şey kalmadı. Dün burada sayın iktidar sözcüleri Hatay ya da diğer iller arasında bir ayrım yapılmadığı, hizmetlerin eşit verildiğini iddia ettiler. Ancak elimizdeki resmî rakamlara göre Hatay’da 30 bin 762 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, Kahramanmaraş’ta ise 12 bin 622 vatandaşımız. 30 bin 762 kişinin can verdiği Hatay’da 7 bin ev teslim edilirken, 12 bin 622 vatandaşımızın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş’ta 9 bin ev teslim edilmiş.
Neredeyse Kahramanmaraş’taki vefat sayısının 3 katı vefat Hatay’da olmasına rağmen Kahramanmaraş’a Hatay’dan çok daha fazla sayıda ev teslim edilmiş. Ben “Kahramanmaraş’a niye daha fazla sayıda ev teslim edildi?” demiyorum ama niye diğer şehirlere verilen sözler tutulmadı?
Sayın Cumhurbaşkanı bir yıl içinde 319 bin ev teslim edeceğini vaat ederken bugüne kadar teslim edilen de değil, kurası çekilip ve belirlenen ev sayısı 27 bin 262. Demek ki halka vaat edilmiş, söylenmiş ama yerine getirilmemiş. Niye? Çünkü depremler seçimlerden iki ay, üç ay önceydi.
Şimdi yine seçimlere gidiyoruz, yine sayın iktidar sözcüleri “-cek, -cak”larla, “Şöyle yapacağız, böyle yapacağız.” diye halkı uyutmaya çalışıyor.
Ben hep söylüyorum, sayın iktidar yetkililerinin belki buna canları sıkılacak ama işin gerçeği bu: Her ne kadar AKP’nin açılımı Adalet ve Kalkınma Partisi ise, işin gerçeğinde aldatma ve kandırma partisi olduğunu artık bütün halkımız 21 senede anlamış durumda.
KAYIP İNSANLAR NEREDE?
CHP Milletvekili Hasan Öztürkmen, depremler sonrası ailelerin halen aramaya devam ettikleri ve izlerine rastlanılamayan kayıplarla ilgili CHP ve İYİ Parti tarafından verilen araştırma önergesinin Cumhur İttifakı oylarıyla reddedildiğini vurgulayarak şöyle konuştu:
“İşin bir başka acı yönü var, bu acı yönü de yine iktidar partisinin duymazdan geldiği bir yön. Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti bu konuda araştırma önergesi vermiş olmasına rağmen yine Cumhur İttifakı oylarıyla reddedilen bir konu kayıp insanlar. 6 Şubat depreminde 145 vatandaşımızın dışında ayrıca 38 bebek ve çocuk kayboldu. Adları belli, soyadları belli ama AKP’li yetkililer ve Sayın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı “Hiçbir kaybımız yoktur, kaydı olmayan çocuk yoktur.” diyor.
Peki, hastaneye giriş kaydı olmasına rağmen hâlâ izine rastlamayan Aybüke Körük nerede? Enkazdan sağ çıktığı görülen, görgü tanıklarınca beyan edilen Batuhan Güleç nerede? Enkazdan sesi duyulan daha sonra sağ çıkarılan ve ambulansa bindirilip götürülen, sonradan haber alınamayan Merve Ateş nerede? Eşinin ve oğlunun enkaz altında kalışlarına şahit olan, şoka girdiği ve muhtemelen bilincini kaybettiği belirtilen Melike Kılıç gibi 145 vatandaşımız nerede?
Bunların araştırılması için verdiğiniz araştırma önergelerine neden ret veriyorsunuz? Sizin çoluk çocuğunuz, sizin torununuz yok mu?
Geçtiğimiz günlerde Ulus Meydanı’nda yapılan bir etkinliğe katıldığımızda oradaki bir dede “Torunumun kokusunu özledim, ‘dede’ demesini özledim.” diye bize dert yandı. Sizde hiç dede, büyükanne, büyükbaba yok mu? Neden bunun araştırılmasını istemiyorsunuz? Yoksa sizin de bu konuda bir kusurunuzun olduğu ortaya çıkacak diye mi araştırılmasını istemiyorsunuz?
NEDEN ÜÇ GÜN SAHAYA ÇIKMADINIZ ?
Söylenecek çok şey var, 6 Şubat depreminden sonra Sayın Cumhurbaşkanı, Adıyaman’a gittiğinde demişti ki: “Depremin ilk birkaç günü istediğimiz çalışmaları yapamadık.”
Neden yapamadınız, neden üç gün sahaya çıkmadınız?
On binlerce insan ilk üç gün orada sahaya çıkmadığınız için vefat etti. Bu aslında bir görev ihmalidir. Demokratik bir devlette bir Cumhuriyet Başsavcısının ya da yargısal usullere göre araştırılması ve aslında görevi ihmalden cezalandırılması gereken bir yönetim var ama hâlâ “Bir suçumuz, kusurumuz yoktur” diyorlar.
ASRIN FELAKETİ AKP İKTİDARIDIR
Şimdi, ekonomiyi getirdiğiniz nokta meydanda; insanlar aç, insanlar perişan, emekliler yerlerden çürük meyve sebze topluyorlar. Demokrasiyi bitirdiniz, dünya demokrasi sıralamasında en sonlarda yer alıyoruz, insan haklarında en sonlarda yer alıyoruz, basın özgürlüğünde en sonlarda yer alıyoruz, zaten “eğitim” diye bir şey kalmadı, hukuku yerle bir ettiniz, Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmıyor. “
Hani, diyorsunuz ya hep, bu asrın felaketi. Evet asrın felaketi ama bir asrın felaketi varsa bu da ülkemiz açısından AKP iktidarıdır.