Asgari ücretin 17 bin 2 TL olduğu ülkemizde açlık sınırı 19 bin TL’ye dayandı. CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, “Asgari ücretle ve 10 bin TL emekli maaşıyla yaşamaya çalışan milyonlarca insanımız açlığın pençesine bırakıldı” dedi. Erdoğan’ın “Fakirden zengine doğru artan bir servet transferi yaşanıyor” sözlerini hatırlatan Öztürkmen, “Açlık ve yoksulluk vatandaşa, servet size aktı” dedi .
Öztürkmen’in açıklaması şöyle:
“TÜRK-İŞ, mayıs ayına ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının sonuçlarını bugün açıkladı. Buna göre Ankara’da yaşayan 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı, 18 bin 969 TL’ye yükseldi. Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaları kapsayan yoksulluk sınırı ise 61 bin 788 TL’ye çıktı. Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 24 bin 609 TL’ye yükseldi.
Ankara’da yaşayan 4 kişilik bir ailenin ‘gıda için’ yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 7,02 oranında gerçekleşti. Beş aylık değişim oranı yüzde 31,44 oldu. Son on iki ay itibarıyla değişim oranı ise yüzde 83,06 olarak hesaplandı. Yıllık ortalama artış yüzde 79,43 oldu.
Bu rakamlar göstermektedir ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetimindeki AKP iktidarı Türk Milleti’ni açlıkla sınamaktadır. Asgari ücretin 17 bin TL olduğu bir ülkede açlık sınırı 19 bin TL’ye dayanmış. Yoksulluk sınırı ise 61 bin788 TL. Yani vatandaşlarımızın ezici çoğunluğu “yoksul” bile değil! AKP iktidarında yoksulluk sınırını aşabilmek lüks oldu.
Asgari ücretle ve 10 bin TL emekli maaşıyla yaşamaya çalışan milyonlarca insanımız açlığın pençesine bırakıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen günlerde, sanki bu ülkeyi 22 yıldır kendisi yönetmiyormuş gibi, “Fakirden zengine doğru artan bir servet transferi yaşanıyor” ifadelerini kullandı. Evet, sizin iktidarınızda Türkiye’de servet birilerine aktı. Açlık ve yoksulluk ise Türk Milleti’ne kaldı.”
