CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, Nizip Çayı’nın kirliliğini sorduğu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin kendisine “kirlilik sınırlarını aşmamaktadır” yanıtını verdiğini aktardı. Meriç, Kendisinin de çayın suyunu analiz ettiğini belirterek, “Sonuçlara baktığımda, çok üzüldüm. Özetle laboratuvar sonuçları, “Bu sudan ne insan ne hayvan içebilir ne de herhangi bir canlıyı, toprağı, bitkiyi, ağacı sulama şansınız yoktur” dedi.
MERİÇ: BU SUDAN NE İNSAN NE HAYVAN İÇEBİLİR NE DE HERHANGİ BİR CANLIYI, TOPRAĞI, BİTKİYİ, AĞACI SULAMA ŞANSINIZ YOK”
Çayın suyundan aldığı numuneyi analiz ettiren CHP Milletvekili Melih Meriç, suda yüksek miktarda kimyasal tespit edildiğini belirtti. Nizip Çayı’nın kenarına giderek vatandaşlarla birlikte açıklama yapan Meriç şunları söyledi:
“Kıymetli Bakanım, ben size Meclis’te Nizip Çayı ile alakalı bir soru önergesi vermiştim. ‘Tesis Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Tablo 19’a tabi olup sorumlu olduğu kirlilik sınırlarını aşmamaktadır’ demişsiniz. Denetimlerin yapıldığı, yapılan denetimlerde Çevre Mevzuatına aykırı hiçbir şey olmadığı cevabını vermişsiniz. Ben bu soru önergesini vermeden önce, buraya gelip bütün vatandaşlarımla bu suyu bizzat hem gözümle hem de çevredeki bitkilerle test etmiştim. Buradan numune aldırıp, laboratuvarda gönderip laboratuvarda gerçekten sizin dediklerinizin doğru olup olmadığını bilimsel olarak kanıtlamak istedim. Bütün ümidim ve bütün vatandaşlarımıza ve köylülerimize ümidim şuydu; Sayın Bakanımız, bu konuda doğru söylemiş, bu su temiz, rahat rahat içebilirsiniz, ağaçlarınızı sulayabilirsiniz, hayvanlarınıza verebilirsiniz demek istedim. Ama elime gelen laboratuvar sonuçlarına baktığımda, milletvekili olarak söylemiyorum, bir vatandaş olarak bir bakanın bu şekilde cevap vermesine gerçekten çok üzüldüm. Elimdeki laboratuvar sonuçlarını isterseniz size de gönderebilirim. Bu laboratuvar sonuçlarının özeti şu: Bu sudan ne insan ne hayvan içebilir ne de herhangi bir canlıyı, toprağı, bitkiyi, ağacı sulama şansınız yoktur. Sizden ricam, tekrar buraya yetkilileri, bürokratlarınızı gönderin, size anlattıkları gibi olmadığını test etsinler. Çünkü burada akan bu kirli, bu kimyasal atıklarla dolu suyun ne vatandaşlara ne hayvanlara ne bitkilere hiçbir faydası yok; tam zıttı, gün geçtikçe bu insanları hasta ediyor.”
BU SU TEMİZ İSE NEDEN ARITMA TESİSİ KURULDU!
Bölgede yaşayan vatandaşlar da tepkilerini şöyle dile getirdi:
“Yaklaşık 22-23 yıldan beri oluşan bir sorunla yan yanayız. Bu suda eskiden yüzüp eğlenilirdi, yeni evlenen çiftler yün yıkardı, bulaşık yıkanırdı, araziler sulanırdı, hayvanlar su içerdi, dereden evlere su çekilirdi. 22 yıldan beri, köyümüze Başpınar organizeden su geliyor.”
“Eğer bu su temizse, tarımda kullanmaya elverişliyse peki Nizip ilçemizde, niye 500 milyonluk bir ihale verilip de arıtma tesisi kuruldu? Ve bu su Nizip’in sanayisinin alt tarafında olan Hancağız Barajı’nı besleyen sudur.”
ÇANAKÇI MAHALLESİ MUHTARI: “KOKUDAN, SİNEKTEN BU ARAZİLERE GİREMİYORUZ”
Çanakçı Mahalle muhtarı Mehmet Ali Kaya ise “Biz çocukluğumuzda sabahleyin çıkardık, bahçeye gelirdik, akşama kadar oyalanırdık orada. İki incir, iki ceviz, iki nar yediğimiz zaman yemek ihtiyacı bile duymazdık. Ama maalesef şu anda sadece uzaktan bakıyoruz çünkü kokudan, sinekten, suyun etkisinden bu arazilere giremiyoruz” diye konuştu.
“BU KÖYLERDE KANSER VAKALARI BİNLERİN ÜZERİNDE ŞU ANDA MEYVELERİMİZİN BİLE İÇİ KURU”
Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu suyumuzda biz küçükken balık yakalardık, yüzerdik ve bu suyu içerdik, hayvanlarımıza içirirdik. “Son 7-8 ay içerisinde, buradaki su artık o kadar kötü ki sivrisinekler bile kimyasal getirip insana zarar verebiliyor.
Buradaki bütün tarım alanında buradaki suyumuzu kullanırdık. Başpınar’daki atıksu, bu suyumuza katıldıktan sonra bütün ağaçlarımız kurumuş vaziyette. Bu köyümüzün narı, cevizi çok meşhurdu. Gaziantep’te veya bölge illerde nar dediğin zaman akla ilk gelen buranın narının lezzetiydi. Kışın dahi taze kalan bir nardı. Ama şu anda narlarımızın içleri olmadan kurtlanıyor. Bu su çok yüksek miktarda kanserojen üretiyor. Benim annem kanserden öldü, benim yeğenim kanserden öldü ve şu anda yeğenim Ankara’da kanserden tedavi görüyor. Ve bu köylerde gidilsin, araştırılsın kanser vakaları binlerin üzerinde.”