HÜDA-PAR Gaziantep İl Başkanlığı tarafından siyonist işgal rejiminin Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarına tepki göstermek amacıyla kitlesel basın açıklaması düzenlendi.
Siyonist işgalcilerin Ramazan ayının başından bu yana yaptığı zulüm ve baskınlar sonrasında Mescid-i Aksa’ya saldırmasına yönelik tepkiler çığ büyüyor. Gaziantep halkı bugünde Kudüs direnişine destek vermek için meydanlara indi.
HÜDA-PAR Gaziantep İl Başkanlığı, siyonist terör çetesinin Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarına tepki göstermek amacıyla “Kudüs için kıyam vakti” sloganıyla halkın büyük bir destek verdiği kitlesel basın açıklaması düzenledi.
Hazreti Yakup Cami’inde kılınan yatsı namazının ardından düzenlenen basın açıklamasında, siyonist terör rejimi tel’in edilirken Filistinlilerin Kudüs ve Mescid-i Aksa direnişine destek verildi.
Basın açıklamasında katılımcılar sık sık tekbir getirerek, “Hamas’a selam direnişe devam”, “Kahrolsun israil” ve “Zalimler için yaşasın cehennem” sloganları attı. İşgal rejimine tepki gösteren kalabalık, tevhid ve Filistin bayrakları açtı.
Basın açıklamasını okuyan HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Faruk Göçer, Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıkma çağrısında bulunuldu.
Göçer, siyonist işgal rejimi ve destekçilerinin Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya yönelik alçak saldırılarındaki cesareti Müslümanların dağınıklığından aldığını söyledi.
Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın, Gazze’nin, Filistin’in dehşetin ve vahşetin yaşandığı mübarek mekanlar olduğuna dikkat çeken Göçer, “Seksen yıla yakındır siyonist, gasıp bir güruhun saldırısıyla karşı karşıya kalan İslam beldeleri yine bir Ramazan ayı ve yine 14 Mayıs günü olan işgalin resmen ilan edildiği tarihin yıl dönümü. Bu sefer hedefte Mecsid-i Aksa’nın yanında Şeyh Cerrah vardı. Adını Kudüs Komutanı Selahaddin-i Eyyubi’nin tabibi Husameddin Cerrahi’nin isminden alan Cerrah mahallesi. 1948’den bu yana Filistinlileri yerlerinden eden ve onların evlerini gasp eden işgalcilerin bu mahalleye yönelik işgal eylemi Ramazan ayında da durmadı.” dedi.
“Müslümanlar evlerinden zorla çıkartılıyor”
Topyekûn işgalin bir parçası olarak Mescid-i Aksa’ya komşu olan Şeyh Cerrah Mahallesinin sahibi ve sakinleri olan Müslümanların, evlerinden zorla çıkartılarak onların yerine Yahudilerin yerleştirildiğini belirten Göçer, “Şeyh Cerrah, Beyt Hanun, Cenin ve her yerde işgal, her yerde katliam, her yerde vahşet hiçbir zaman durmadı ve maalesef halen de devam ediyor. Dün olduğu gibi bugün de uluslararası toplumun; Harem-i Şerif’in kudsiyetini ihlal eden ve Mescid-i Aksa’da ibadet eden Müslümanlara ses bombalarıyla ve zor kullanarak saldıran siyonistlere çağrıdan öteye geçmeyen tepkileri, vahşeti durduramayacak. Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların siyonist zalimlere karşı sadra şifa pratiklerinin olmadığı ortadadır.” ifadelerini kullandı.
“Kudüs bir akide meselesidir”
Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın sadece bir toprak veya coğrafya davası olmadığının altını çizen Göçer, “Kudüs bir akide meselesidir. Onu işgalden kurtarmak ve saldırılara karşı korumak bütün Müslümanların siyasi ve şer’i görevidir. Aksa bugünlerde işgalin en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. Kudüs, yarım asırdır siyonist işgal altında ve kendisini özgürlüğe kavuşturacak Selahaddinleri beklemektedir. Siyonistler Mescid-i Aksa ve Kudüs’ü tamamen işgal etme ve Müslümanları buradan tamamen çıkarmanın provasını yapmaktadır. İşgalciler, bu pervasızlık ve küstahlığı Müslümanların birlikten yoksun olmalarından ve Kudüs davasına ihanet ederek siyonistlerle ilişki içiresine giren bazı İslam ülkelerinin yöneticilerinden almaktadır.” şeklinde konuştu.
“İslam ülkelerinin yöneticileri ve halkları topyekûn bu işgal ve saldırılara karşı durmalıdır”
Kudüs’ün yoğun saldırıların olduğu günler dışında Müslümanların gündeminde hak ettiği yeri bulamadığını ifade eden Göçer, şunları söyledi:
“Her geçen gün Müslümanlar daha da tepkisiz hale gelirken siyonizmin ise cüreti artarak Kudüs ile Mescid-i Aksa’yı tamamen işgal etme hevesi depreşmektedir. İşgal asla kabul edilmeyecektir. Artık sözün bittiği noktadayız. Bütün Müslümanların ortak davası olan Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşturulması siyasi ve şer’i görevimizdir. Aramızdaki her türlü siyasi ihtilaf ve çekişme, ayrılık ve bölünmüşlük bir kenara bırakılmalı, etrafı bereketli kılınan Kudüs davası etrafında kenetlenmeliyiz. Filistin’de ev ev, sokak sokak işgale karşı direnen kardeşlerimizle öyle bir dayanışma içerisine girelim ki siyonistlerin işgal planı kursaklarında kalsın. Ayrım yapılmadan bütün İslam ülkelerinin yöneticileri ve halkları topyekûn bu işgal ve saldırılara karşı durmalıdır.”
“Her zaman Filistinli kardeşlerimizin yanında olduk”
Kuruluş amacı Kudüs’ü özgürlüğüne kavuşturmak olan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kınamaktan öte adımlar atması çağrısında bulunan Göçer, “Türkiye, İran, Pakistan ve Malezya gibi ülkeler bu işin öncülüğünü yapmalıdır. Salt bir açıklama ve kınama değil, işgali bitirecek somut adımlar atılmalıdır. Bütün seçenekler, yol ve yöntemler kullanılarak bu işgal sonlandırılmalıdır. Biz bugüne kadar her zaman Filistinli kardeşlerimizin yanında olduk. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşması için atılacak her adımı desteklemeye hazır olduğumuzu buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Ey ön cephede Kudüs’ün haremini savunan kardeşim; biraz daha sabredin. Siyonistlerin örümcek ağına benzeyen evini başlarına yıkacak Selahaddin yetişiyor. Az kaldı, biraz daha sabır. Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya, Mecsid-i Aksa’nın muhafızlarına, Muhammed Abdullah Feyyaz ve diğer tüm şehitlere selam olsun.” diye konuştu.
Basın açıklaması yapılan duanın ardından sona erdi.