HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanlığı tarafından Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 102’inci yıldönümü dolayısıyla düzenlenen programa halk yoğun ilgi gösterdi.
Gaziantep’in işgalci ve sömürgeci Fransızların işgalinden kurtuluşunun 102’inci yıldönümü dolayısıyla düzenlenen programda, Antep Savunmasının azim ve iman gücüyle, birlik, beraberlik ve dayanışma ruhuyla kazanılan bir destan olduğuna vurgu yapıldı.
Her karışı İslam ile yoğrulmuş Gaziantep’in sömürgeci Fransız ve İslam düşmanı emperyalist ülkelerin işgalinden kurtuluşunun 102’inci yıldönümü nedeniyle HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanlığınca Şahinbey Kültür Merkezi’nde düzenlenen program Mustafa Yavuz’un Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Sunuculuğunu Recep Fidancı’nın yaptığı program daha sonra Gaziantep’in Kurtuluşunu ve Filistin’in ve Gazze’nin işgalini konu alan sinevizyon gösterimi ile devam etti.
Avukat Enver Bakırcı’nın oturum başkanlığı yaptığı programda, HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şehzade Demir, Eğitimci-Yazar Dr. Abdulkadir Turan ve Tarihçi-Yazar Mustafa Armağan birer konuşma yaptı.
Programın açılış ve selamlama konuşmasını yapan HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Faruk Göçer, 102 yıl önce zor şartlar ve imkansızlıklara rağmen kadın, erkek, genç ve yaşlı 7’den 70’e Gaziantep halkının mazlum milletler adına sömürgeci ve işgalci Fransa’ya karşı vermiş olduğu şerefli direniş ve zaferin abidesi olan Antep Savunması’nın ve Gaziantep’in Kurtuluşu’nu kutladı.
Göçer, “Her karışı İslam ile yoğrulmuş Gaziantep’i sömürgeci Fransa ve İslam düşmanı emperyalistlere canları pahasına teslim etmeyen başta Şehit Kamil, Şahin Bey ve Molla Mehmet Karayılan olmak üzere tüm aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.” dedi.
“İslam topraklarına göz dikenlerin her dönemde bir araya geldiklerini görmekteyiz”
İslâm’a, İslam’ın kutsallarına, İslam dünyasına ve Türkiye’ye maddi-manevi en büyük düşmanlığın her zaman Batı’dan geldiğine dikkat çeken Göçer, “Evet, İslam’ın ve Müslümanların düşmanları olanların ve gözlerini her zaman İslam topraklarına göz dikenlerin her dönemde bir araya geldiklerini görmekteyiz. İşte bugün Gazze’de yaşananlar ve vaad edilmiş topraklar planı bunun en büyük göstergesidir. Dün Antep’e en ağır silahlarla saldıranlar, kadın, çocuk, genç, yaşlı, hasta, engelli demeden 6 bin 317 kişiyi şehit edenler, cami, hastane, okul, meskûn mahal demeden büyük bir barbarlık yapanlar Irak’ı, Suriye’yi, Yemen’i, Afganistan’ı ve daha nice İslam topraklarında vahşi katliamlar uygulamadı mı veya uygulamıyor mu? Yıllardır Filistin’in durumu gözler önünde. Yaklaşık 3 aydır Gazze’de yaşanan katliam bunun göstergesi değil mi? Gazze’nin şu anda yaşadıklarını en iyi bilen bir şehrin halkı olarak işgalci terör şebekesinin Filistin’deki insanlık dışı katliamlarına ve soykırım girişimine elbette en yüksek tepkiyi ve desteği biz vereceğiz.” ifadelerini kullandı.
Programda konuşan HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şehzade Demir, Gazze’nin, Filistin’in ve Kudüs’ün müdafaasının, Gaziantep’in müdafaası olduğunu vurguladı.
“Gazze düşerse ümmet düşer”
Gazze’nin düşmemesi gerektiğini ifade eden Demir, “Gaziantep düşseydi ne olacaktıysa bugün Gazze düşerse aynı şey olacaktır. Eğer Gaziantep, Şanlıurfa zamanında düşseydi; eğer Çanakkale’de düşman mağlup edilmeseydi, bugün Anadolu’da Müslüman halklar adına hiçbir şey kalmazdı. Var olan şeyler de olmayacaktı. Gazze düşerse İslam ümmetinin kurumsal ve tüzel kişilik anlamında hiçbir şeyi kalmaz. Tefrikalar ve fitneler başını alıp gidecek, Allah’a muhafaza çok büyük bir mağlubiyet ortaya çıkacak. Gazze’nin düşmesi için bütün imkanlarını seferber etmişler ve bütün güçlerini ortaya koymuşlar. Her düşman ülke savaş gemilerini getirip yanı başımıza koymuş, hangi ülkeden cılız bile olsa ses çıksa açıkça tehdit ediyorlar.” diye konuştu.
“Gazze’ye sahip çıkmak zorundayız”
Gazze’nin yanında olduklarını ifade eden Demir, “Gazze’yi müdafaa etmek zorundayız. İslam ülkeleri kendilerine sıra gelmesin, kendileri düşmesin diye Gazze’ye sahip çıkmak zorundadırlar. Gazze ve Kudüs çok vefakar, Mukaddes bir beldedir. Selahattin Eyyubi bin yıldan beri İslam ümmeti tarafından hayır ile yâd ediliyor. Kim Mescid-i Aksa’ya sahip çıkmışsa hep şerefli kalmıştır. Kim Kudüs davasına sahip çıkarsa İslam ümmetinin en şereflisi ve azizi olarak yerini garantilemiş olacaktır. Ama kim sırtını Mescid-i Aksa’ya ve Kudüs’e dönerse, çıkarının peşine, makam ve menfaatin peşine düşerse İslam ümmeti içerisinde de hep kötü anılacaktır. Gazze’nin müdafaası Gaziantep’in müdafaasıdır. Gaziantep’in düşmemesi nasıl ki bu memleketin bekasını temin etmişse Gazze’nin müdafaası ve korunması da Allah’ın izniyle İslam ümmetinin bekasını muhafaza edecektir.” şeklinde konuştu.
Gaziantep’in Kurtuluşu başta olmak üzere Kudüs ve Mescid-i Aksa davası gibi önemli konuları sürekli gündemde tuttuğu ve farkındalık oluşturduğu için HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanlığına teşekkür eden Avukat Enver Bakırcı, “Resmi tarih yazıcıları keşke Gaziantep Savunmasını ders kitaplarında bir ders olarak okutsalardı. Sakarya’yı, İzmir’i ve büyük taarruzu anlattıkları gibi Gaziantep Savunmasını da keşke anlatsalardı.” dedi.
“Kudüs’ün ve Şam’ın istilası tamamlanırsa sıra Gaziantep’e gelecektir”
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İslam topraklarının emperyalistler tarafından istila edildiğini ifade eden Eğitimci-Yazar Dr. Abdulkadir Turan da şöyle konuştu:
“Filistin’i fetheden Hz. Ömer (r.a), başkomutanı Ebu Ubeyde bin Cerrah (r.a) ve Gaziantep’i fetheden halife Hz. Ömer (r.a), başkomutanı Ebu Ubeyde bin Cerrah (r.a) idi. Eğer Filistin fethedilmeseydi sıra Gaziantep’e gelmezdi. Medine’den bu tarafa geçelim ve haçlı seferlerine gelelim. Eğer o dönemde Gaziantep Şanlıurfa, Antakya istila edilmeseydi, Filistin, Kudüs istila edilmezdi. Bu bölge Kudüs’ten önce kurtarılıyor. Şanlıurfa’nın fethi Kudüs’ün fethinin anahtarıdır. Sonra Birinci Dünya savaşlarına gelelim. Eğer biz düşman ordularını Filistin’de, Suriye cephesinde durdurabilseydik, Gaziantep istila edilmezdi. Eğer bugün Kudüs istilası tamamlanırsa Şam’ın istilası tamamlanırsa sıra Gaziantep’e gelecektir. Dün İngiliz’in ve Fransız’ın geldiği gibi gelecekler.”
“Bizi birleştiren ruh İslam ruhudur”
Müslümanların her zaman için İ’la-yı Kelimetullah ve İttihad-ı İslam davası için mücadele ettiklerini ifade eden Turan, “Şehrin bir tarafından Molla Mehmet Karayılan, içeride Gaziantep halkı ve Kilis tarafından Şahinbey geldi. Dikkat edin burada devlet ve millet bütünlüğü, birlik, beraberlik var. Yani bir ruh var. İslam ruhu var. Sonra İslam ile niye uğraştılar? o birlik ruhu ortadan kalksın, o birlik ruhu yok olsun diye uğraştılar. Bizi birleştiren ruh neyse o ruhu ortadan kaldırmak için İslam’a savaş açtılar. Bu ruha sahip çıkmalıyız.” diye konuştu.
Hazırladığı tarihi belgelerle bir sunum yapan Tarihçi-Yazar Mustafa Armağan ise Medine Müdafaası, Gaziantep Savunması ve Kudüs’ün Fethi ile ilgili önemli bilgiler verdi.
İslam’ın Anadolu topraklarına 637 yılında geldiğini belirten Armağan, Kudüs’ün Fethi ile Diyarbakır’ın Fethi’nin arasında bir yıl gibi kısa bir süre olduğunu ifade etti.
Programa katılan konuk yazarlar, programın sonunda kitaplarını imzaladı.