Sosyalist Cumhuriyet Partisi (SCP) Gaziantep İl Başkanı Murat Soycan, “Emekli, Türkiye demektir. Her asgari ücret belirlenmesinde daha fazla sayıda emeklinin maaşı, asgari ücretin altına düşmektedir. en düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır” dedi.
SCP Gaziantep İl Başkanı Murat Soycan, emekli maaşları ve emeklilerin sorunları ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Soycan, sadece ömürlerinin büyük kısmını topluma hizmetle geçirmiş olmaları, ülkemizin ulaştığı ekonomik, sosyal ve kültürel seviyenin mimarları olmaları bakımından değil, eşleri ve çocukları ile milletimizin tamamını oluşturmaları bakımından da emeklilerin Türkiye’yi yansıttıklarına dikkat çekti.
Soycan, açıklamasında şu görüşlere yetr verdi:
“Aralık 2022 SGK verilerine göre emekli, dul ve yetim maaşı alan sayısı 13 milyon 824 bin 426 kişidir. Sadece eşleri ile 25 milyonu aşan bir seçmen kitlesi. Toplam seçmen sayısının da yarısına yakın bir sayı. Seçme-seçilme yaşı üzerindeki çocukları dikkate alındığında ise, seçmen bakımından da, nüfus bakımından da gerçek anlamda Türkiye’dirler.
Cumhuriyetin kurucuları için emekli ve yaşlı, Atatürk’ün şu sözündeki onurlu yerdeydiler; “Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte muktedirken (güçlüyken), bütün kuvvetiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmağa hakkı yoktur.”
Oysa emeklilerimiz, 12 Eylül darbesi ve piyasa ekonomisi vahşetinden beri, yabancıların arzularıyla devletin idare edildiği, isteklerinin emir sayıldığı günlerden beri, yasal ve anayasal haklarını yitirdiler, namerde muhtaç edildiler.
Bu sistemin emeklilerimize borcu var.
Elinden aldıkları hakları için,
Açlığa ve yoksulluğa batırılmış bir hayat yaşattıkları için,
Yeniden çalışmaya mecbur ettikleri için,
Torunlarına üç kuruşluk bayram hediyesi alamaz hale getirdikleri için,
Emeklilik süreleri mezara havale edildiği için,
Aynı sürede, aynı miktarda prim ödeyenler arasında yaratılan eşitsizlik için,
Promosyonda bile haksızlık yapıldığı, bazılarımıza ikramiye verilmediği, sözleşme hakkından mahrum edildiği için borcu var.
Seçimlere gidilen şu günlerde dahi, iktidar koltuklarında oturanların görmediği, görmezden geldiği milyonlardır.
Yıllardır zulmedilen EYT kitlesinin emeklilik hakkının konuşulduğu günlerde dahi emeklilerinizin mahvedilen yaşamlarını düzeltmeye niyetlenilmemiş olmaları milletimizin aklından çıkmamalıdır.
EMEKLİLER YENİDEN “CUMHURİYETİN EMEKLİSİ” ONURUNU İSTİYOR
1-) Emekliler artık, kurdukları, yetkilendirdikleri anayasal örgütlerle (sendika) Hükümetle görüşme yapabilmeli, aylıklarının ve diğer haklarının belirlenmesinde taraf kabul edilmelidirler.
2-) 1999 ve 2008 yıllarında aylık bağlama oranları iki defa değiştirilerek emekli maaşları kuşa çevrildi ve bu zulüm yabancı merkezlerin arzularıyla yapıldı.
506 sayılı Kanun döneminde olduğu gibi gösterge sistemine geçilmeli ve emekli aylığı bağlama oranı yeniden yüzde 70 olmalıdır.
3-) Aynı sürede ve aynı oranda prim ödeyenleri, 2000 yılı öncesi ve sonrası diye ayırmak, akla, vicdana ve adalete sığmayacak bir eşitsizliktir. Bu vicdansız eşitsizliği düzeltecek bir intibak yasası acilen çıkarılmalıdır.
Her yıl aylıkları düşüren emekli aylığı hesaplama sistemi değiştirilmeli, çalışılan dönemler için “tek bir aylık hesaplama sistemi” olmalıdır.
4-) Her asgari ücret belirlenmesinde daha fazla sayıda emeklinin maaşı, asgari ücretin altına düşmektedir. Halen 1 milyon 600 bin emeklinin maaşı 3.500 TL’dir, 6 milyon dolayındaki emekli de asgari ücretin altında maaş almaktadır. Emekli maaşı alanların yüzde 60’ından fazladır. Bu oran dul ve yetim maaşı alanlar da dikkate alındığında çok daha yüksektir.
Kaldı ki, emeklilik bekleyen yüz binlerce EYT de, çalışırken aldığı maaşın yarısının altında emekli maaşı alacaktır.
Oysa asgari ücret toplumsal mutabakatın en alt seviyesi ise, emeklilere asgari ücret altında maaş vermek, toplumsal suç sayılmalı, en düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır.
5-) Sağlık anayasal haktır. Cumhuriyet devleti, her yurttaşın muayenesini, tedavisini ve ilaç giderini ücretsiz karşılamak üzerine kurulmuştur. Sağlık primini de yeterince ödediği için emeklilik hakkı kazanan
emekliden ayrıca sağlık kesintisi yapılması, randevu, muayene, tedavi, ilaç için ayrıca para istenmesini kabul edilemez.
6- ) Kökü dışarıdaki Bireysel Emeklilik Sisteminin (BES) SGK aleyhine beslenmesine, devlet bütçesinden para aktarılmasına ve çalışanların zorla üye yapılmasına son verilmeli, Türk Milletinin millet haline gelmesinde çimento görevi de yapan milli sosyal güvenlik sistemi, SGK güçlendirilmelidir.
7- ) Emeklilerin maaşını kapmak için aralarında akıl almaz bir yarış içinde olan, her ay emeklilerin 50 milyar TL tutarındaki maaşını çalıştırarak çok büyük paralar kazanan bankaların, emeklilere “promosyon” diye verdikleri, kırıntı bile değildir. Oysa bu, banka ikramı değil, emeklinin maaşını çalıştırmanın bedelidir. Ancak bedel, kesinlikle hak edilen, olması gereken değildir.
Kamudaki çalışanlar için 30-40 bin TL’ye varan promosyon anlaşması yapan iktidarın, emekliler için çaba göstermeyişi ise dikkatlerden kaçmıyor.
8- ) 1.100 TL bayram ikramiyesi enflasyonla kuşa döndü. İkramiyeler TÜFE’ye endekslenmelidir.
150 bin banka emeklisine bayram ikramiyesinin verilmeyişi, iktidarın da bu haksızlığa seyirci olması ise, kabul edilemez.
9-) Türkiye’nin emeklisi, “Cumhuriyetin emeklisi” onuruna yeniden kavuşmak istiyor. Samsun Emekli Sandığı Bölge Müdürlüğü’nün duvarına işlenen Atatürk’ün sözü gibi, “Emekli, milletin aynadaki görüntüsüdür”, unutmayalım bunu.”