Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Ziyaretin ardından cezaevi önünde açıklama yapan Meriç, İmamoğlu’nun moralinin yüksek olduğunu belirterek, “Gazianteplilere selamı var, mücadeleye devam diyor” dedi.

CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğunun üçüncü haftasında Silivri Cezaevi’ni ziyaret etti. Meriç, burada İmamoğlu’nun yanı sıra tutuklu bulunan diğer belediye başkanları, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve bazı tutuklu öğrencilerle de görüştü.
“Sözünün eri Gazianteplilere bol bol selam iletti”
Ziyareti sonrası İmamoğlu’nun mesajını ileten Milletvekili Meriç, şu ifadeleri kullandı:
“Ekrem Başkanımızla görüştük. Bütün Gazianteplilere ve özellikle üstüne basa basa söylediği cümleler var; sözünün eri olan Gazianteplilere bol bol selamlarını iletmemi istedi. Gazianteplileri çok sevdiğini, ve inşallah bu iktidarımızda Gaziantep’in çok daha fazla üretken olacağını özellikle söylememi istedi. Gaziantep’in tamamını Türkiye ile birlikte kucaklayacağını, Gaziantep’in Doğu içerisindeki en fazla önem vereceği illerden bir tanesi olduğunu özellikle belirtmek istedi. Morali çok iyi. Hedeflerinden, ümidinden asla vazgeçmemiş. Ülkesini, milletini çok sevdiğini tekrar tekrar söyledi. Ve bu ülkeye bu zamana kadar yapmış olduğu hizmetlerin helal olduğunu tekrar tekrar belirtti. Ondan sonra da ülkede her konuda milletinin, vatanın emrinde olduğunu özellikle söylememi istedi.
‘Bu ülkeyi hukuk ve adalet çerçevesinde çok daha ileri bir noktaya getireceğimizi biliyorum’ dedi. Bu durumda en büyük liderlerden bir tanesi Sayın Ekrem İmamoğlu, biz de Gaziantepliler olarak ona sevgi ve saygılarımızı ettik. Kendisine olan inancımızı tekrar tekrar söyledim. Mutlu ve huzurlu olduğunu söylüyor. Bir an önce dışarıda olacağını da ümit olarak bunu paylaştı benimle. Ben de inanıyorum ki Sayın Ekrem İmamoğlu çok kısa bir sürede özgürlüğüne kavuşacaktır. Tekrar tüm ülke, tüm milletine selam ve saygılarını iletiyorum.”
“Cezaevleri dolu, adalet yer arıyor”
Türkiye’deki cezaevi doluluk oranlarına dikkat çeken Meriç, İmamoğlu’nun gönderildiği Silivri Cezaevi’nde kapasitenin iki katı tutuklu bulunduğunu hatırlattı. Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2025 yılı itibarıyla cezaevlerinde 403 bini aşkın mahkûm bulunuyor; bu sayı mevcut kapasitenin yaklaşık yüzde 130 üzerinde.
“Seçilmiş bir belediye başkanının, ağır koşullara sahip, aşırı kalabalık bir cezaevine gönderilmesi kabul edilemez” diyen Meriç, yargı sisteminin siyasi saiklerle işletildiği her durumda yalnızca hukukun değil, insan onurunun da zarar gördüğünü ifade etti.
“Diploma iptalinden cezaevine: Siyasi mühendisliğin son halkası”
Meriç, İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptaliyle başlayan sürecin tutuklamaya kadar uzandığını belirterek, “Bu yalnızca bir kişiye değil; halkın aklına, seçme hakkına ve demokrasiye yöneltilmiş bir müdahaledir” dedi. Yerel seçimler yaklaşırken alınan bu kararın hukuki değil, açık bir siyasi mühendislik çalışması olduğunu vurguladı.
“Üç haftada yaşananlar: Adalet değil, talimat konuştu”
CHP’li Meriç, İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından geçen üç haftada yaşanan gelişmeleri şu sözlerle özetledi:
“İlk hafta toplumun vicdanı ayağa kalktı, milyonlar hukuksuzluğa karşı ses verdi. İkinci hafta Avrupa Konseyi ve insan hakları kuruluşları kararı siyasi olarak nitelendirip sert açıklamalar yaptı. Üçüncü haftadaysa ekonomik dengeler sarsıldı, döviz kuru tırmandı, piyasalar istikrarsızlaştı. Ne adalet işledi ne de hukuk; yalnızca siyasi çıkarlar yürürlükteydi.”
“Uluslararası alanda güven kaybı büyüyor”
Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve uluslararası insan hakları örgütlerinin tepkilerine dikkat çeken Meriç, “Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi bu kararı halkın iradesine müdahale olarak değerlendiriyor. Türkiye, hukuk devleti ilkesinden uzaklaştıkça yalnızca içeride değil, dışarıda da güven kaybediyor” dedi.
“Sadece hukuka değil, ekonomiye de zarar verildi”
Ekonomik etkileri de değerlendiren Meriç, tutukluluğun ardından piyasalarda sert dalgalanmalar yaşandığını belirtti. “İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası döviz kuru 39 TL’den 41 TL’ye yükseldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 20 milyar dolarlık rezerv müdahalesi yaptığı iddiaları gündeme geldi” şeklinde konuştu.
Ekonomistlerin hesaplamalarına göre, 19 Mart’tan bu yana Merkez Bankası döviz kurunu baskılamak amacıyla yaklaşık 40 milyar dolarlık satış gerçekleştirdi. Meriç, “Siyasi bir kararın bedeli Merkez Bankası’nın rezervlerinden ödeniyor. Bu, halkın alın teridir, geleceğidir” ifadelerini kullandı.
“Hukuksuzluğun bedelini halk ödüyor”
Açıklamasında ekonomik etkilerin vatandaşa doğrudan yansıdığını vurgulayan Meriç, “Kur artışı ithalatı, ithalat zamları ise gıdayı, akaryakıtı ve tüm temel ihtiyaçları pahalı hale getiriyor. Geçim sıkıntısı yaşayan yurttaş, bir siyasi hamlenin ekonomik bedelini cebinden ödüyor” diye konuştu.
“Bu karar Türkiye’nin demokrasisine, ekonomisine ve halkın iradesine darbedir”
Meriç, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması yalnızca bir kişiye değil; Türkiye’nin demokrasisine, ekonomisine ve halkın iradesine vurulmuş açık bir darbedir. Bu karar, ülkenin hukuk devleti kimliğini zedelemiş, yatırım güvenini sarsmış ve milyonlarca insanın oy hakkını hiçe saymıştır. Bu hukuksuzluk derhal sona ermeli, siyasi saiklerle alınan bu yanlış karardan bir an önce dönülmelidir. Türkiye, bu karanlık dönemi geride bırakacak güce sahiptir. Unutulmasın: Ekrem İmamoğlu yalnız değildir; halk, iradesine sahip çıkacaktır.”