CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e İstanbul Atatürk Kültür Merkezi çıkışında düzenlenen saldırının ardından yaptığı açıklamada, hem infaz sistemine hem de siyasi dile yönelik sert eleştirilerde bulundu. Saldırganın geçmişi ve serbest bırakılma sürecine ilişkin kamuoyuna yansıyan bilgileri hatırlatan Meriç, “Bu ülkede suçsuzlar içeride, suçlular ise dışarıda korunuyor. İşte çürüyen düzenin özeti budur” dedi.

İnfaz Skandalı ve Serbest Bırakılan Katil
Meriç’in tepki gösterdiği noktaların başında, saldırganın adli sicili geliyor. İki evladını öldüren, diğer ikisini yaralayan; hırsızlık ve tehdit suçlarından sabıkası bulunan bir kişinin nasıl olup da 2020 yılında şartlı tahliye ile serbest bırakıldığına dikkat çeken Meriç, “Toplumun can güvenliği, infaz rejiminin keyfiyetine mi teslim edilmiştir? Bu şahıs neden dışarıdaydı? Hangi vicdan, hangi yasa böyle birini sokaklara salmayı kabul eder?” diye sordu.
İçişleri Bakanlığı’nın Açıklaması ve Kamu Vicdanı
İçişleri Bakanlığı’nın saldırıya ilişkin yaptığı resmi açıklamada, saldırıyı gerçekleştiren 66 yaşındaki S.T.’nin, 2004 yılında B.T. ve M.T. isimli çocuklarını öldürdüğü, diğer iki çocuğunu ise yaraladığı, müebbet hapis cezasına çarptırıldığı; buna rağmen 2020 yılında şartlı tahliye ile serbest kaldığı bilgisi yer aldı. Ayrıca şahsın hırsızlık ve tehdit suçlarından da sabıkalı olduğu belirtildi.
Güvenlik Zafiyeti ve Soru İşaretleri
Olayın yaşandığı alanın güvenlik koşulları da kamuoyunda tartışma yarattı. Aynı törene katılan AKP’li bakanların makam araçları kapalı otoparka alınırken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in makam aracının dışarıda bırakıldığı ve bu nedenle Genel Başkan’ın yürüyerek alandan ayrılmak zorunda kaldığı ortaya çıktı. Meriç bu durumu hatırlatarak, “Bu kadar tesadüf fazla. Olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanlaması ve hedefi bir araya getirildiğinde, ortada bir zafiyet değil; ihmale benzeyen bir koordinasyon var. Kim korumalıydı? Kim görevini yerine getirmedi?” sorularını yöneltti.
Siyasi Kutuplaşmanın Tokada Dönüşen Dili
Saldırganın “Ben Osmanlı torunuyum” ifadeleriyle kendini tanıttığı ve CHP’ye yönelik öfkesini uzun süredir biriktirdiğini söylediği kamuoyuna yansıdı. Meriç, bu söylemi bir tesadüf olarak görmenin saflık olacağını belirterek şöyle konuştu:
“Bu saldırı sadece fiziksel değil, aynı zamanda ideolojik bir saldırıdır. Yıllardır yürütülen kutuplaştırıcı, hedef gösterici, muhalefeti düşmanlaştırıcı siyasi dilin sonunda bir bedeli oluyor. O bedel bugün Sayın Genel Başkanımıza yönelen tokat oldu. Yarın başka birine olabilir. Bu dili üretenler, o tokadın asıl failidir.”
Azmettirici Yok Mu? Siyasi İklimin Etkisi
Genel Başkan Özgür Özel’in, “Mutlaka bir azmettireni vardır” ifadesine de değinen Meriç, “Biz isim vermiyoruz ama iklimi tanıyoruz. Bu ülkede birine ‘vatan haini’, ‘terörist’, ‘şer odağı’ derseniz, elbette birileri de çıkar, kendince ‘vatanı koruyorum’ diyerek tokat savurur. Bu siyaset değil; bu, organize bir psikolojik kışkırtmadır. Sorumluluk sadece saldırganda değil, bu zemini hazırlayanlardadır” dedi.
CHP’den Net Mesaj: Geri Adım Yok
Açıklamasının sonunda partisine ve teşkilatına yönelik de önemli bir mesaj veren Meriç, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Biz o tokadı sadece Genel Başkanımızın yüzüne atılmış bir saldırı olarak görmüyoruz. Bu, halkın iradesine, demokrasiye, muhalefete ve özgür düşünceye yönelmiş açık bir tehdittir. Ama bilinsin ki Cumhuriyet Halk Partisi bu tehditler karşısında diz çökmedi, çökmez. Bu ülkede karanlığı savunanlar değil, aydınlığı büyütenler kazanacak. Hiç kimse bu partiyi korkutamaz, sindiremez.
Genel Başkanımızdan tutun mahalle sorumlularımıza kadar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin hiçbir ferdine gelecek zararın bedelini kimse ödeyemez. O tırnağın ucu bile, sizin çürümüş düzeninizin tamamından daha kıymetlidir.
Ve biz o değeri korumak için, gerekirse hep birlikte gövdemizi siper ederiz!”