Sahrap Soysal, Gaziantep’i yazdı

0
288

Hürriyet Gazetesi yazarı ünlü gurme Sahrap Soysal, Gaziantepli iş insanları ve kent kültürüne övgüler yağdırdı. Soysal, Hürriyet’te yayınlanan “Mutfakta ikinci nesil” başlıklı yazısında Gazianteplilerin iletişim ve tanıtıma büyük önem verdiklerine dikkat çekti.

Sahrap Soysal’ın Gaziantep ile ilgili yazısı şöyle:
Mutfakta ikinci nesil
Geçen eylül ayında yapılan Gaziantep Gastronomi Festivali’nde şehrin simge mekanlarının ikinci kuşak temsilcileri ile keyifli bir panele imza attık. Gaziantepli olmaktan gurur duyan iş insanları, kültür miraslarını yaşatmak için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
Artık gelenekselleşen Uluslararası Gaziantep Gastronomi Festivali’nde yine çok faydalı toplantılar ve paneller yapıldı. Festivale şehrin yiyecek üreticilerinden arkeloglara, mekan işletmecilerden yabancı şeflere kadar birçok kişi katıldı.
Benim payıma da lezzetin başkenti Gaziantep’in markalaşmış yemek elçileri, simge mekanlarının ikinci kuşak temsilcileriyle bir panel yapmak düştü. Her biri birbirinden güler yüzlü, Gaziantepli olmaktan gurur duyan bu genç iş insanlarıyla sohbetimiz su gibi aktı gitti.
Elmacıpazarı Güllüoğlu, Katmerci Zekeriya, Kebapçı Halil Usta’nın genç kuşak temsilcileriyle beraber olduk. Murat Güllü, Gaziantep’te dünyanın en eski baklavacısı unvanını alan ve 1850’lerden bugüne kadar devam eden Elmacıpazarı Güllüoğlu’nun altıncı kuşak temsilcisi. Ağabeyi Cevdet Güllü ile beraber mesleği babalarından devralmışlar. İşlerini daha da ileriye taşıyıp, kendi çocuklarına da bir kültür mirası olarak gördükleri işlerini emanet etmek arzusundalar.
İletişime ve tanıtıma çok önem veriyorlar
“Birinci kuşak kurar, ikinci kuşak tutar, üçüncü kuşak batırır” şeklinde ifade edilen anlayışın artık çok gerilerde kaldığını anladım. Gaziantep’in havasından, suyundan ya da insanının tabiatından olsa gerek, aile şirketlerinin hemen hepsi ikinci ve üçüncü nesilde bile başarıyla sürdürülüyor.
Ustalığı, zanaatkarlığı birinci nesilden devralarak, mesleğe çok küçük yaşlarda başlayan alaylı babaların aksine yeni nesil gençler, pazarlamaya, araştırma-geliştirmeye, iletişime ve tanıtıma çok önem veriyor. Hemen hepsi üniversite mezunu. Sahip oldukları markaya kimlik kazandırmak için vizyonlarını çok geniş tutup, teknolojiyi daha fazla kullanıyorlar. Öte yandan 8-10 yaşlarında işin mutfağından başlayıp, usta-çırak ilişkisiyle yetişen, yokluğun anlamını bilen, tutumlu, özverili, sabırlı olan birinci nesil babalar, çocuklarına esnaflığı, iş ahlakını ve emanete sahip çıkmayı çok iyi anlatmış, öğretmiş.
Başarı hikayesi
İnternet, sosyal medya ve tüm iletişim mecralarını çok iyi kullanabilen bu genç kuşak, aynı zamanda tanıtıma, markalaşmaya çok önem veriyor. Doğdukları şehirden çıkıp, tüm Türkiye’ye ve dünyaya açılmak istiyorlar.
Ama zannetmeyin ki bu genç kuşak kendi başına karar verip, başına buyruk davranıyor.
Başarı hikayelerini yaratan babalarıyla beraber her gün mekanlarına gidip çalışıp, işi öğrenmeye devam ediyorlar. Hepsi işine o kadar tutkuyla bağlı ki onları takdir etmemek imkansız.
Ayrıca mesleklerini emek yoğun ve ustalık gerektiren bir zanaat olarak görüyorlar.
Son derece mütevazı ve elindekilerin kıymetini biliyorlar.
Konuşmaların sonunda üç erkek çocuk annesi olarak onlara sarılıp kucaklamam tam bir Türk filmi sahnesi gibiydi.
Sanki kendi oğullarıma sarılıyormuş gibi hissettim. Umudum çok artmış, çok mutlu olmuştum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz