İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Gaziantep’te Emniyet Müdürlüğü araç dağıtımı töreni ile organize sanayi bölgesindeki tesis açılış törenine katıldı. Törene bakanlarını yanı sıra Gaziantep Valisi Davut Gül, Milli Eğitim eski Bakanı Hüseyin Çelik, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve milletvekilleri ile halk katıldı.
Açılış öncesi konuşan Bakan Soylu, demokrasiye en büyük darbeyi terör örgütü PKK’nın vurduğunu söyledi. Bakan Soylu, CHP gibi Türkiye’nin meşru bir partisini buna alet etmemeleri gerektiğini dile getirerek şöyle konuştu:
“‘Kayyum demokrasiye darbedir’ diyorlar. Demokrasiye en büyük darbeyi PKK vuruyor. Korkutarak, o belediyelerin imkanlarını teröre götürüp veriyorlar. Hani çekileceklerdi milletvekilliklerinden, belediyelerden? 20 Kasım’da Ankara bir toplantı yaptılar. Orada mı karar verdiklerini zannediyorsunuz? Hayır, 19’unda Kuzey Irak’ta Süleymaniye’de toplantı yaptı PKK. Çekilip çekilmeyeceklerine orada karar verdiler. Bunların hepsi figüran, bunlar orada verilen kararı kendileri karar veriyormuş gibi değerlendiriyor. Ortaya koydukları tiyatro artık bitsin. Cumhuriyet Halk Partisi gibi Türkiye’nin meşru bir partisini buna alet etmesinler. Ne olursunuz bu ülkenin bir evladı olarak yalvarıyorum. Teröre alet etmesinler. Bunları meşru bir sıfatın içine koymaya çalışmasınlar. Büyüyelim, çocuklarımız özel okullarda okusun. Ağrı’da, Hakkari’de, Gaziantep’te, Balıkesir’de Avrupa’ya parmak ısırtalım, dünyaya parmak ısırtalım. Bu yaptıklarımızla. Bunu yapabilme kabiliyetine sahibiz ama siyasetin meşruiyeti üzerinden eğer terörü sarıp sarmalarsak, sıvazlarsak, üzerine bir şey çekip kapatmaya çalışırsak bu dünyada da öteki dünyada da bunun hesabını bize de gelecek nesillere sorarlar. Bu feryadım bir İçişleri Bakanı olarak değil, ülkenin geleceğinden emin olan bir kardeşiniz olarak feryat ediyorum.”
‘SADECE ÜLKEDE DEĞİL, DÜNYADA HUZUR VE GÜVEN AMAÇLIYORUZ’
Türkiye olarak sadece ülke içinde değil dünya genelinde huzur ve güven amaçladıklarını da belirten Bakan Soylu, “Bizim derdimiz sadece Doğu ve Güneydoğu’yu huzura kavuşturmak değil. Bizim derdimiz bir taraftan Ortadoğu’yu huzura kavuşturmak, bir taraftan Afganistan, Pakistan gibi en zor zamanınızda bize yardımcı olan ülkelerin huzur içerisinde olmasını sağlayabilmek. Bizim derdimiz bir taraftan Balkanları, bir taraftan etrafımızdaki coğrafyayı huzura kavuşturabilmektir” dedi.
‘TERÖRLE VE UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE DEVAM EDİYOR’
Terörle ve uyuşturucuyla mücadelenin de kararlı şekilde yürütüldüğünü ve ülkenin başka bir noktaya yürüdüğünü söyleyen Soylu, “Bunlarla birlikte terörle mücadelede de aynı anlayışı sergiliyoruz. Bugün Gaziantep’te hangi huzur ve güven varsa, Diyarbakır’da, Şırnak’ta Hakkâri’de aynı huzur ve güven var. Ülkemiz bambaşka bir noktaya doğru ilerliyor. Bunu hep birlikte, bu moralle, sabah açtığımız fabrikaların ortaya koyduğu üretimle, ihracatımızı çok daha iyi bir noktaya getirme kabiliyetiyle beraber yapıyoruz. Bizim devlet olarak yaptığımız alt yapıyı hazırlamaktır. Huzuru, güveni oluşturmak, ulaşımı sağlamak, üretimde insan kaynağını iyi tesis edebilmeyi gerçekleştirebilmektir. Bu yönde çaba sarf ediyoruz. Güvenlikte çok önemli adımlar attık. Bugün sağlam durduk, 6 aydan sonra Gaziantep’teki uyuşturucu meselesini kimse ağzına almayacak. Bu kadar açık söylüyorum. Usullerini de biliyor arkadaşlar” diye konuştu.
BAKAN GÜL: ARABULUCUKTA ÖNEMLİ DÜZENLEMELER YAPTIK
Törende konuşan Adalet Bakanı Gül ise, haksızlıkların giderilmesi için arabuluculuk sisteminde düzenlemeler yapıldığını ifade etti. Bakan Gül, şöyle konuştu: “Eğer mahkemede üreticinin, yatırımcının bir anlaşmazlığı olursa, iş mahkemeye düştüğünde, mahkemede sürünerek hakkını almak için zaman geçiyorsa, orada da bir haksızlık vardır. Bu nedenle hem arabuluculuk sisteminde çok önemli bir düzenleme yaptık. Arabuluculuk sistemi ile işçi işverenin helalleşmesi anlaşması yolunu getirdik. Bu yılın ocak ayından itibaren ticari davalarda arabuluculuk getirdik. Çünkü mahkemelerde bu işin uzamasının kimseye faydası yok. Yüzde 50 bandında 2 davadan birisi mahkemeye gitmeden, ihtilaf çözülüyor. Bu sistemleri geliştireceğiz. Ve yine ceza adaleti anlamında da bugün infaz sisteminde 18 ay mahkeme ceza verse sanık cezaevine girmiyor. Adeta yapanın yanına kar kalan bu anlayışı da değiştirmek için çalışmamızı yapıyoruz. 10 ay bile ceza alsa, eğer mahkeme hapis cezası verdi ise onun belli bir süresini o sanığın cezaevinde geçilmesi lazım. Aksi takdirde vatandaş suça maruz kalıyoruz mağdur oluyor ama elini kolunu sallaya sallaya gidince adalete güven azalıyor. Hem ekonomik hem ceza konularında adaletin daha da güçleneceği yargı reformu uygulamamızı artıracağız. Böylece ekonominin çarkları hızlı dönecek adaletin bu anlamdaki tecellisi de inşallah gecikmeksizin yerine gelecek. Bu çabayı da Cumhurbaşkanımızın liderliğinde milletimizin desteğiyle sürdürmeye devam edeceğiz.”