3 bin yıllık heykeller, depreme rağmen sapasağlam kaldı

0
375

Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremin vurduğu Gaziantep’in İslahiye ilçesinde bulunan ve UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Yesemek Açık Hava Müzesi ve Heykel Atölyesi’ndeki 3 bin 300 yıllık heykeller, hiç zarar görmeden ayakta kaldı.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan, 3 bin 300 yıllık geçmişe sahip, 110 dönüm alan üzerine kurulu Yesemek Açık Hava Müzesi ve Heykel Atölyesi’nin bulunduğu Gaziantep’in İslahiye ilçe merkezine 22 kilometre mesafedeki kırsal Yesemek Mahallesi de Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilendi. 2 evin yıkıldığı, birçok evin hasar gördüğü kırsal mahallede, tarihi müze ve heykel atölyesi depremin şiddetine karşın ayakta kalmayı başardı.

Yesemek Açık Hava Müzesi ve Heykel Atölyesi’nde görevli Ali Çiçek, bazalt taşından yapılan, ağırlığı 1 ile 10 ton arasında değişen, aslan, dağ tanrısı, savaş arabası gibi figürlerin işlendiği 518 heykelin 2 büyük depreme rağmen yıkılmadığını ve sapasağlam ayakta kaldığını söyledi. Çiçek, “Açık hava müzemiz, 110 dönüm alan üzerine kurulu. Bu özelliği ile dünyanın en büyük açık hava heykel atölyesi olarak biliniyor. Bu alan içerisinde 518 heykel bulunuyor. Büyük bir deprem yaşandık ve köyümüzde 2 ev yıkıldı, birçok evde hasar oluştu. Ancak müzemizdeki eserlerde, herhangi bir zarar meydana gelmedi. Heykellerin hiçbiri, yerinden dahi oynamadı. 3 bin 300 yıllık eserlerimiz depremden etkilenmedi. Ağırlığı 1 ile 10 ton arasında değişen heykellerimizin tamamı yerinde duruyor” diye konuştu.

YESEMEK AÇIK HAVA MÜZESİ VE HEYKEL ATÖLYESİ
Yesemek M.Ö. II’nci binin dördüncü çeyreği ile M.Ö.8’inci yüzyıl arasında, Yakın Doğu’nun en büyük taş ocağı ve heykel işleme atölyesiydi. İslahiye İlçesi’nin 22 kilometre güneydoğusunda bulunan Yesemek Köyü’nün Karatepe sırtlarında yer almaktadır. Yerli halk Hurriler’in çalıştığı atölye, bölgenin Hitit hakimiyeti altına girdiği, M.Ö.1375-1335 yılları arasında, İmparator I. Şuppiluma zamanında işletmeye açılmıştır. Bir ara faaliyeti zayıflayan atölyede Geç Hitit Krallıkları zamanında çalışmalar tekrar yoğunlaşmıştır. Yeni dönemde özellikle Hitit, Suriye, Arami ve Asur sanat unsurları ağırlık kazanmıştır. Oriantalizm adıyla anılan bu üslup, batıda gelişmeye başlayan Ege kültürlerini etkileyerek Yunan sanatının çekirdeğini oluşturmuştur.

M.Ö VIII. yüzyılın son çeyreğinde Asurlularca, faaliyetine son verildiği ve ustalarının Asur’a götürüldüğü bilinen atölyede, her şey olduğu gibi kalmış ve 1890 yılına kadar zaman donmuş gibidir. Üç yüzün üzerindeki yontu taslağının toprak altından çıkarılıp belli bir düzende sergilendiği Yesemek Açık Hava Müzesi’nde taslakların büyük çoğunluğunu kapı aslanları oluşturmaktadır. Sfenksler, kapı aslanları, oturan aslanlar, kanatlı aslanlar, Amanos Dağları’nı temsil eden Dağ Tanrısı kabartmaları, savaş sahnesi kabartmaları ve mimari parçaların kendi doğal ortamlarında sergilendiği alan, Gaziantep Müze Müdürlüğü tarafından çevre düzenlemesi yapılarak açık hava müzesi haline getirilmiştir.

Sonuç olarak büyük bir organizasyonla işletildiği anlaşılan Yesemek Taş Ocağı ve Heykel Atölyesi, taşların ocaktan kesilmesi, yontu taslaklarının hazırlanması ve tamamlanmasına kadar ki evrelerin teker teker örnekleriyle görülebileceği dünyada başka bir benzeri olmayan bir heykel okulu niteliğindedir. O dönemde bu büyüklükte bir sahayı kaplayan atölyeye ve atölyede meslek icra eden heykeltıraş sayısına, günümüzde meydana gelen teknolojik ve sanatsal gelişmeye rağmen ulaşmak mümkün olamamıştır. Bu durum o dönemde burada yaşayan insan topluluklarının sanata verdikleri önemin büyüklüğünü göstermektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz