HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Faruk Göçer, deprem bölgesinin sorun ve sıkıntılarına dikkat çektiği değerlendirmesini kamuoyu ile paylaştı. Göçer, “Afetzedelerin talepleri yerine getirilmelidir” dedi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm teşkilatlarıyla depremzedelerin yanında olan ve yaralarını sarmaya çalışan HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Faruk Göçer, deprem bölgelerinde ziyaret ettiği afetzedelerin dile getirdiği sorun, sıkıntı ve taleplerine dikkat çekti.
Depremler nedeniyle binlerce kişinin vefat ettiği, yaralandığı ve büyük bir yıkımın oluştuğu Nurdağı ile İslahiye ilçeleri ile depremlerden etkilenen diğer ilçelerdeki temaslarını kamuoyu ile paylaşan Göçer, parti olarak deprem sürecinde kent merkezinin yanı sıra 9 ilçenin merkez ve kırsal mahallelerindeki afetzedeleri ziyaret ettiklerini bildirdi.
Kent merkezinde yıkımların olduğu mahallelerin yanı sıra merkez ve taşra ilçelerindeki 300 mahalle ve köyün ziyaret edildiğini bildiren Göçer, “Ziyaretlerde yetkili makamlar, muhtarlar ve afetzede halkımız ile görüşüldü, sorun ve talepleri alındı, rapor edildi ve çözüm yolları arandı.” dedi.
Nurdağı ve İslahiye ilçeleri başta olmak üzere kentin merkez ve taşra ilçelerindeki mahalle ve köyleri tek tek ziyaret ettiklerini ifade eden Göçer, beraberindeki heyet ile birlikte afetzedeleri ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini ilettiklerini bildirdi.
Depremlerin ardından HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun talimatıyla Genel Başkan Yardımcısı Metin Kaya’nın Gaziantep’te görevlendirildiğini bildiren Göçer, Kaya’nın yanı sıra diğer Genel Başkan Yardımcıları ve partinin diğer yetkililerinin bölgede aktif görev aldığını ifade etti.
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu’nun depremlerin büyük yıkıma neden olduğu Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde depremzedelerle bir araya geldiğini aktardı.
Yapıcıoğlu’nun 112 Acil Çağrı Merkezindeki AFAD Koordinasyon Merkezinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’u ziyaret ederek, deprem çalışmaları ile ilgili görüştüğünü ve karşılıklı bilgi alışverişi ile çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulunulduğunu belirten Göçer, Nurdağı ve İslahiye ilçelerindeki depremzedeleri ziyaret ettiğini, depremzedeler ile bir araya gelerek sorun ve sıkıntılarını yerinde dinlediğini ifade etti.
İlçede kurulan çadır kentlerde kalan depremzedeleri de ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini ileten Yapıcıoğlu’nun daha sonra Nurdağı Kaymakamlığı Afet Koordinasyon Merkezini ziyaret ederek ilçede koordinatör vali olarak görevlendirilen Şırnak Valisi Osman Bilgin ile görüşüp, çalışmalar hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunulduğunu, ilçede yürütülen arama kurtarma çalışmaları hakkında Bilgin’den bilgi alan Yapıcıoğlu’nun daha sonra konteyner kentte incelemelerde bulunduğunu dile getirdi.
Nurdağı ilçesinde TBMM İdare Amiri ve AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin, AK Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Sait Kirazoğlu, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Latif Karadağ ile görüşen Yapıcıoğlu’nun Şahin ve Kirazoğlu’na geçmiş olsun dileklerini ilettiğini belirten Göçer, Yapıcıoğlu’nun daha sonra İslahiye ilçesine geçtiğini ve İslahiye Kaymakamlığı Afet Koordinasyon Merkezini ziyaret ettiğini söyledi.
Yapıcıoğlu’nun merkezde önceki dönem Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Gaziantep Valisi Davut Gül, ilçede koordinatör vali olarak görevlendirilen Bingöl Valisi Kadir Ekinci, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, AK Parti Gaziantep Milletvekilleri Mehmet Erdoğan, Müslüm Yüksel, AK Parti MKYK Üyesi Şamil Tayyar ve birçok yetkilinin bir arada olduğu heyetten bilgi aldığını bildirdi.
Depremlerde yakınları kaybeden acılı aileleri ve yakınlarını, depremlerden etkilenen tüm afetzedeleri bir an olsun yalnız bırakmadıklarını aktaran Göçer, depremlerde yaralanan vatandaşları hastanelerde ve evlerinde ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini ilettiklerini ve vefat edenlerin de ailelerine taziye ziyaretinde bulunduklarını ifade etti.
Göçer, “Memleketimiz büyük bir deprem afeti ile karşı karşıya kalmıştır. Millet olarak depremin yaralarını sarmaya çalışırken geçtiğimiz hafta sel felaketi ile de yüz yüze geldik. Deprem ve sel felaketlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Aziz milletimiz, Kahramanmaraş Merkezli 6 Şubat depremlerinin yaşandığı ilk günden itibaren Genel Başkanımız, Genel Başkan Yardımcılarımız, genel idare kurulu üyelerimiz, il ve ilçe teşkilatlarımız ile birlikte afetin yaşandığı 11 ilimizde il merkezleri ile birlikte ilçeleri, mahalleleri ve köyleri ziyaret ettik. Ziyaretlerimiz ve sahadaki çalışmalarımız halen devam etmektedir. Afet Koordinasyon Merkezimiz Genel Başkan Yardımcılarının Başkanlığında 12 ekip ile depremden etkilenen 11 ilimizde aralıksız olarak çalışmalarını yürütmektedir. Buna ilave olarak depremin yaşanmadığı illerdeki İl Başkanlarımız da İl Yönetimleri ile birlikte depremden etkilenen kırsal köy ve mahalleri ziyaret etmektedirler.” diye konuştu.
Kahramanmaraş Merkezli 6 Şubat depremlerinin yaşandığı ilk günden itibaren Afet Koordinasyon Merkezi bünyesinde 12 ekip oluşturulduğunu bildiren Göçer, depremlerden etkilenen Nurdağı ve İslahiye’nin tüm mahalle ve köylerinin ziyaret edildiğini aktardı.
“Günlük 75 bin kişilik yemek hazırlanıyor”
Ziyaretlerde yetkili makamlar, muhtarlar ve afetzede vatandaşlar ile görüşüldüğünü, sorun, sıkıntı ve taleplerinin alındığını, rapor edildiğini ve çözüm yollarının arandığını ifade eden Göçer, “İlk günden itibaren üyelerimizin de gönüllü olarak destek verdiği sivil toplum kuruluşları, dernekler, vakıflar ve cemaatler hem arama-kurtarma çalışmalarında hem de afetin yaşandığı illerde sıcak yemek ikramında bulundu. Kuru gıda, giyim, bebek ve kadınlara özel ihtiyaç malzemeleri dağıtıldı. Battaniye, soba, yakacak ve benzeri gibi ihtiyaçlar karşılandı. Halen Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya’da sivil toplum kuruluşlarının kurmuş olduğu aşevlerinde günlük 75 bin kişilik sıcak yemek üretilmekte ve çadır kentler başta olmak üzere kırsal köylere kadar sıcak yemek ulaştırılmaktadır.” dedi.
“Çadır ve konteyner talepleri devam ediyor”
Görüşme ve ziyaretler sonucunda alınan sorun ve tespitlerle ilgili bilgi veren Göçer, şunları söyledi:
“Kurulan çadır kentlerde, kırsal mahallelerde ve köylerde halka dağıtılan çadırlara rağmen halen çadır ihtiyacı bitmemiştir. Şehrimizde şu ana kadar 100’ü aşkın çadır talebi bulunmaktadır. Bu taleplerin haricinde çok sayıda cami ve mescit yıkıldığı için çadır mescitlere de talep vardır. Yaşlı, engelli ve kronik hastası olan aileler, haklı olarak konteyner talebinde bulunmaktadır. Her çadır kentte bu durumda olan aileler mevcuttur. Ortak kullanım alanları olan lavabo, tuvalet ve banyolar sayı olarak yetersiz olup tuvalet ve lavaboların çadır kentin dışında kurulması yüzünden, kadınlar, yaşlılar ve çocukların kullanımına uygun değildir. Lavaboların temiz kullanılması açısından da sorunlar mevcuttur. Bu alanda temizlik görevlileri istihdam edilmelidir. Lavabo, tuvalet ve banyoların önünde kuyruklar oluşmakta bu durum mahremiyet açısından oldukça sıkıntı oluşturmaktadır. Büyük küçük her ne sorun varsa çözülmesi için azami gayret sarf edilmelidir.”
Göçer, başta çadır kentler olmak üzere barınma alanlarında özellikle de kadınların ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında kadın görevlilerin bulundurulmasının önem kazandığını belirtti.
“Çiftçinin köyünde kalması sağlanmalıdır”
Çiftçinin, tarım üreticisinin ve hayvan yetiştiricilerinin şehrini terk etmemesi için gerekli önlemlerin bir an önces alınması gerektiğini belirten Göçer, “Çiftçinin köyünde kalması sağlanmalıdır. Yem, ilaç, mazot, gübre ve benzeri girdilerde ciddi indirimler yapılmalıdır. Özellikle mevsim itibariyle ilaç ve gübre zamanı geldiğinden bu konuda hızlı bir şekilde adım atılmalıdır. Köylü besicilerin barınak ve yem konusunda talepleri vardır. Köylü ürettiği süt, peynir, tereyağı, yumurta gibi hayvansal ürünleri pazarlayamadığını, ürünlerini satabilecek bir alan oluşturulması için talepte bulunmaktadır.” şeklinde konuştu.
Tüm GSM operatörlerinin afet bölgelerinde şehir merkezlerinde bile hizmet veremediklerine dikkat çeken Göçer, aradan 40 günden fazla bir süre geçmesine rağmen halen kırsal yerleşim bölgelerinde sağlıklı bir hizmet sunamadıklarını vurguladı.
Göçer, yerleşim yerlerinde halkın geçiş yol ve güzergahlarında çok sayıda ağır hasarlı ve tehlike arz eden bina ve minare gibi yapıların mevcut olduğunu, tehlike arz eden bu yapıların yıkımına öncelik verilmesi çağrısında bulundu.
“Ağır hasarlı yapılar hayati tehlike arz etmektedir”
Yıkılması gereken ağır hasarlı yapıların yıkım işleminin halkı ve çevre esnafını mağdur etmemesi için azami önem gösterilmesi gerektiğini belirten Göçer, “Bu yapılar hayati tehlike arz etmektedir. Yıkımın yaşandığı köylerde ise her şey ilk günde olduğu gibi duruyor. Dağlık bölgelerdeki köylerin birleştirilip tek alanda toplu olarak yeniden inşa edilmesinin köylüler arasında çok farklı sorunlara sebep olacağı, tarım ve hayvancılığı da olumsuz etkileyeceği endişesi dile getirilmektedir. Bu konunun yeniden gözden geçirilmesi ve köylülerle de istişare edilmesi gerekir.” diye konuştu.
Hastanelerde depremden önce alınmış ameliyat ve tedavi randevuların olduğunu ifade eden Göçer, “Bunların bir bölümü aciliyet arz etmektedir. Hastalar, hastanelerin normal işleyişine dönmesini ve bekletilen poliklinik ve ameliyat randevuların işleme alınmasını talep etmektedirler. Özellikle çadır kentlerde yaşayan hastaların durumu daha bir öncelik arz etmektedir.” dedi.
Ramazan hazırlıklarının afetzede halkın durumunun göz önüne alınarak yapılması gerektiğini ifade eden Göçer, “Hem oruç tutacak olanların durumuna göre hem de oruç tutamayacak durumda olan kadın, çocuk, yaşlı, hastaların durumuna göre yemek hazırlıkları yapılmalıdır. Halkın ibadetlerini rahat yapabilmesi için gerekli hazırlıklar yapılıp imkân sağlanmalıdır.” şeklinde konuştu.
“Vatandaşımıza sahip çıkılmalıdır”
Başka illere göç etmek zorunda kalan afetzedelerin, gittikleri şehirlerde fahiş kira fiyatlarından dolayı geçinemediği için memleketlerine dönüp çadırda yaşamayı tercih ettiklerine dikkat çeken Göçer, “Bu durumdaki vatandaşımıza sahip çıkılmalıdır. Afet bölgesi normale dönene kadar mümkünse göç ettikleri yerlerde istihdam edilmeleri ve üretime katkıda bulunmaları sağlanmalıdır.” diye konuştu.
“Sivil toplum kuruluşlarına her türlü destek verilmelidir”
Göçer, sivil toplum kuruluşlarının özellikle de İslami vakıf ve derneklerin, afetin ilk anından itibaren arama-kurtarma, sıcak yemek, su, giyim, battaniye, kuru gıda ve ısınma gibi alanlarda üyeleriyle, araçlarıyla ve imkanlarıyla şu ana kadar hizmet verdiklerini ve halen bu hizmetlerini devam ettirdiklerine dikkat çekerek, son olarak şunları kaydetti:
“Sivil toplum kuruluşlarına sıcak yemek için gıda malzemesi takviyesi yapılmalı, dağıtım için araç ve yakıt desteği sağlanmalı ve nitelikli personel desteği verilmelidir. Hâlihazırda kapalı durumda olan resmi kurumların çalışmayan personeli, araç-gereçleri bu faaliyetlerin yürütülmesine tahsis edilmelidir. Ümit ediyoruz ki bu tespit ve önerilerimiz yetkililerce dikkate alınır ve milletimizin mağduriyeti bir nebze de olsa giderilir. Rabbimizden milletimizi bu tür afet ve musibetlerden muhafaza etmesini, bizlere yaraları saracak güç ve kuvvet vermesini niyaz ediyoruz. Bu zor günleri inşallah birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde aşacağız.”