Lübnan, İran, Irak, Afganistan, Kuzey İrlanda, Çad, Uzak Doğu gibi pek çok bölge ve ülkelerdeki savaşlarda bulunarak yaşananları belgeleyen duayen savaş muhabiri Coşkun Aral, Dünya Mülteciler Günü nedeniyle Gaziantep Üniversitesinde düzenlen “Bir Savaş Muhabirinin Gözünden Göç ve Sığınma” etkinliğine katıldı.
Savaş muhabiri Coşkun Aral, etkinlikte yaptığı konuşmada, savaş bölgelerindeki tecrübelerini ve anılarını katılımcılara paylaştı. Coşkun Aral, “Keşke mülteciler günü diye bir gün olmasaydı, böyle bir güne ihtiyaç duymasaydık. İnsanlar doğup büyüdüğü topraklarda kendi arzularıyla kalsalardı” dedi.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Sosyoloji Bölümü ve SPARK’ın işbirliğinde “Dünya Mülteciler Günü” dolayısıyla hazırlanan etkinliğin açılış konuşmasını yapan Gaziantep Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi ve etkinliğin moderatörü Prof. Dr. Mehmet Nuri Gültekin, “Her insanın şiddet ve savaş ortamlarından, ağır insan hakları ihlallerinden kaçma ve sığınma talep etme hakkı vardır. Sığınma hakkı 1951 Cenevre Konvansiyonunun temel ve vazgeçilmez maddesidir. Dünyadaki pek çok ülkede, farklı düzeylerde de olsa sığınma hakkı temel haklardan birisi olarak kabul edilir. Avrupa Birliği şartının 18. Maddesi sığınma hakkını, akabinde de 19. Madde, sığınma talep eden insanların neden ve nasıl geri gönderilemeyeceğini düzenliyor” şeklinde konuştu.
UNHCR Gaziantep Bölge Ofisi Başkanı Veton Orana, dünyadaki mülteci sayısının, tarihte ilk defa bu yıl 100 milyon kişiyi geçtiğini, Ukrayna savaşının dünyadaki mülteci akınının seyrini değiştirdiğini söyledi. Orana, Türkiye’nin göçmen ve mülteciler için yaptığı hizmetlerden övgüyle söz etti.
Dünyanın birçok yerinde gerçekleşen savaşlarda bulunarak yaşananları dünya kamuoyuna duyuran kişi olarak tanınan savaş muhabiri Coşkun Aral, bir başka ülkenin geleceğini belirlemek için yapılan en ufacık bir taraf tutmanın bile cinayete yol açabileceğini söyledi. Coşkun Aral, “İnsanlık tarihine bakıldığında, başkalarının işgaliye başka ülkeye yaşam hakkını kullanmak için sığınan insanlar bazen de ekonomik nedenlerden dolayı başka bölgeye gidenler tarihte hep vardı. Modern yaşamın başladığı çağdaş dünyamızda olmaması gereken bir olaydan bahsederken geçtiğimiz aylarda Avrupa’nın göbeğinde daha 3 buçuk ay öncesine kadar turistik gezilerin yapıldığı Ukrayna’ya Rusya tarafından operasyon gerçekleştiriliyor. Bir sabah kalktığımızda hepimiz mülteci olabiliriz. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, ‘Ulusal kurtuluş hakkını koruyanlar arasındaki direnişin dışında savaş bir cinayettir” diye konuştu.
Savaş muhabiri Coşkun Aral konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Suriye savaşı denildiğinde bir taraftan Alan bebek gibi çocukluğunu yaşayamayan, ailesiyle beraber yeni bir hayat aramaya çıkarken kumsala vuran çocuk cesetleri, diğer taraftan kendi ülkesinde kaldığında başı gövdesinden ayrılmış ya da yakılmış insan bedenleri akla geliyor. Modern iletişim araçlarını kullanılarak yapmış olduğu insan beyninin derinliklerine kazınan olaylar bize savaşın ne kadar korkunç olduğunu söylüyor.”
Fotoğrafçı Tayfun Karabağ ise “2011’den bu yana Coşkun Aral’la birlikte çalışıyorum. 2011’de başlayan bu mülteci akını bizi sürece tanıklık etmeye itti. Suriye’deki savaş başladığında işimizi yapmaya devam ederken bir taraftan bombaların patlaması bir taraftan insanların ölmesi ve bunlar devam ederken insan trajedilerine tanık oluyordu,” dedi.
GAÜN Cenani Konağı Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşen etkinlik, Türkiye, Yunanistan, Almanya ve İspanya’daki dört farklı mülteci bireyin yaşadıklarının anlatıldığı ve Coşkun Aral’ın yapımcısı olduğu “Hayat Yeniden” belgeselin gösterimiyle sona erdi.