Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Fitoterapi ve Tıbbi-Aromatik Bitkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin de destekleriyle hazırlanan baharat bitkileri ve baharatların üretimi-işlenmesi-kalite analizleri-pazarlanması ile Gaziantep Gastronomisi’ndeki yeri ve önemi gibi konuların yer aldığı “İpek ve Baharat Yolu Gaziantep Durağında Baharat Çalıştayı” gerçekleşti.
GAÜN Mavera Kongre ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen etkinliğin açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Arif Özaydın, baharatın sağlık üzerindeki etkilerine değinerek, bu tür etkinliklerin sayısını artıracağını söyledi. Prof. Dr. Özaydın, “Doğal dünyadaki şifalara akıl, bilim, deney, laboratuvar süzgecinden geçirip faz yöntemleriyle bilimi katmak istiyorum. Doğada yetişen otlar, birçok hastalığa iyi geldiği herkes tarafından biliniyor. Bağışıklığı güçlendiren baharatlar, her mevsim ayrı ilgi görüyor. Zengin iklimiyle birçok çeşit doğal bitkinin yetiştiği ülkemizde, şifalı otlar diye tabir ettiğimiz baharatlar sıkça tercih ediliyor. Lezzetlerinin yanında sağlığa faydaları da saymakla bitmez” şeklinde konuştu.
Fitoterapi ve Tıbbi-Aromatik Bitkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda işletmeleri ve Kodeks Daire Başkanlığı Baharat Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu açılış konuşmasında baharatların tarihçesine, ülkemizdeki ve özellikle de Gaziantep ve çevresindeki önemine değinerek, eski çağlardan itibaren şifa niyetine kullanılan baharatların, koruyucu ve hastalık semptomlarının azaltılmasında destekleyici rol oynadığını söyledi. Prof. Dr. Şekeroğlu, “Gaziantep lokasyon itibariyle oldukça önemli bir pozisyonda, tarih boyunca bu önemini kurumuş. Gaziantep İpekyolu güzergâhında aynı zamanda Baharat yolu güzergâhında. Baharatlar, geçmişten günümüze önemini kaybetmemiştir. Amerika’nın keşfi bile baharatlar sayesinde ortaya çıkmıştır. Gaziantep her gün yeni bir yönüyle keşfediliyor. Bugün Gastronomi turizmiyle dünya çapında nam salan şehrimizin aslında gerisinde baharatlar ve burada yani doğal ortamda yetişen sebze, meyve, doğal ortamlarda yetişen hayvanların etidir. Bu doğal yaşam sahasını korumadığımız, baharat bitkilerine ve baharatların kalitesine sahip çıkmadığımız durumda yarın gastronomiyi tehdit edebilir” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Şekeroğlu, Gaziantep’in gastronomi kenti olmasının yanı sıra birçok şifalı bitkininde yetiştirildiğini belirterek şunları söyledi: “Kırmızıbiber üretim alanın büyük çoğunluğu İslahiye ve Kilis’te gerçekleştiriliyor. Nane üretim merkezi Nizip’tir. Ama ne acı bir durumdur ki, maalesef şuan nane ihracat ediyoruz. Sumağı yine yurt dışından getiriyoruz. Ama bunlar ülkemizin doğal ortamında yetişen bitkiler. Baharat, sadece cacığımıza nane atalım, pilava karabiber atalım veya tatlılara tarçın atalımdan ibaret değil. Şifalı bitkilerdir aynı zamanda. Kanser denildiğinde akla hemen zerdeçal geliyor, soğuk algınlığa karşı zencefil iyi geldiğini herkes tarafından biliniyor. Covid-19 ortaya çıktığında ilk konuşulan şey kekik yağı oldu. Önemli bir hazineye sahibiz. Hem kendi topraklarımızda yetişen baharatlar hem de baharat yolu üzerindeyiz. Üniversitemizde baharatlarla ilgili çalışmalar her gün artıyor.”
Çalıştayın oluşum sürecinden bahseden ve 3. Ulusal Botanik Bahçeleri Sempozyumu Düzenleme Kurulu adına konuşan Büyükşehir Belediyesi Bitkisel Uygulamalar Şube Müdürü Banu Gökçek, katkılarından dolayı Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Rektör Prof. Dr. Arif Özaydın’a teşekkür etti.
Çalıştaya, Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda işletmeleri ve Kodeks Daire Başkanlığı Baharat Komisyonu üyesi Ahmet Güngör, Ambalajlı Baharat Üreticileri Derneği (ABÜDER) yönetim kurulu üyeleri, Doğu Akdeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü (Kahramanmaraş) Müdürü Doğan Gözcü ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Gaziantep, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş illerindeki temsilcileri, baharat üreticileri, baharat sektör temsilcileri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.