Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) temelli kapatılması talebiyle yeniden dava açtı. Yaklaşık 500 partili hakkında siyasi yasak istenilen, ayrıca partinin banka hesabına tedbir konulmasının da talep edildiği 850 sayfalık iddianame Anayasa Mahkemesine gönderildi.
Anayasa Mahkemesinin eksikliklerin tamamlanması istemiyle geçen 31 Mart’ta iade ettiği HDP’nin kapatılması istemli iddianame, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden hazırlandı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin imzalı, yaklaşık 850 sayfalık iddianame, Anayasa Mahkemesine tekrar gönderildi.
İADE EDİLMİŞTİ
İddianame ile ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, HDP’nin temelli kapatılması talebi ile Anayasa Mahkemesine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 7 Mart 2021 tarih ve 2021/1 sayılı iddianamesiyle dava açıldığı hatırlatıldı. Mahkemenin 31 Mart 2021 tarihli kararı ile iddianamenin iade edildiği anımsatıldı. Dosya kapsamında sunulan delillerle ‘devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı’ eylemler sıralandığı, davalı partinin bu eylemlerin odağı haline geldiğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde iddianamede yer aldığı bildirildi.
‘KAPATMA İLERİ DEMOKRASİLERDE UYGULANMAKTADIR’
İade sebeplerine katılmamakla birlikte dosyanın sürüncemede kalmaması için eksiklik olarak belirtilen; ancak iade sebepleri içinde gösterilmeyen birtakım hususların da araştırılarak iddianamenin yeniden tanzim edildiğine dikkat çekilerek şöyle denildi:
“Demokrasinin olmazsa olmaz unsurlarından olan siyasi partilerin faaliyetlerini Anayasa ve kanun hükümleri çerçevesinde sürdürecekleri, Anayasa’da yer alan hak ve özgürlüklerin hiçbirini, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne halel getirmeyi amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanamayacakları Anayasa’nın 3, 4 ve 68/2-3. maddelerinde öngörülmüştür. Siyasi partilerin kapatılması tedbiri tüm ileri demokrasilerde uygulanmaktadır. Katılımcılığın esas alındığı her durumda gözetilmesi gereken en önemli husus, Anayasa’nın tanıdığı hak ve özgürlükleri yok edecek, tamamen ortadan kaldıracak bir sisteme geçit verilmemesidir. Devletin tekliği, ülkenin bütünlüğü ile ulusun birliği Anayasanın temel ilkelerindendir. Siyasi partiler de diğer kurum, organ ve kişiler gibi bu temel ilkeler doğrultusunda faaliyet göstermek zorundadır.”
TEMELLİ KAPATILMASI TALEBİ
HDP’nin eylemlerinin, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına aykırı bulunduğu belirtilerek, “Aynı zamanda davalı parti hemen hemen tüm organları, üyeleri ve teşkilatları vasıtasıyla bu nitelikteki suçları işlemiş, işlenmesini tahrik ve teşvik etmiştir. Bu nitelikteki eylemler kimi zaman davalı parti genel başkanları da dahil olmak üzere parti organlarınca kararlılık içinde, kimi zaman ise bu nitelikteki fiiller parti üyelerince yoğun bir şekilde işlenmiş ve bu durum değişik kademelerdeki parti organlarınca açıkça benimsenmiştir. Bu itibarla; davalı partinin Anayasa’nın 68/4. maddesine aykırı eylemleri nedeniyle Anayasa’nın 69/6 ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası’nın 101/1-b ve 103/2. maddeleri uyarınca temelli kapatılmasına karar verilmesini talep etmek zarureti doğmuş ve Anayasa Mahkemesine kamu davası açılmıştır” denildi.
İddianamede yaklaşık 500 partili hakkında siyasi yasak istendiği, partinin banka hesabına tedbir konulmasının da talep edildiği belirtildi.