“15 Temmuz başka ülkede olsaydı iç savaş çıkardı”

0
255

Üzerinden üç yıl geçen 15 Temmuz darbe girişimi için, yıldönümü sebebiyle İstinye Üniversitesi’nde ‘15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ programı düzenlendi. 15 Temmuz’u, Türkiye için ‘acı bir deneyim’ olarak nitelendiren İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, “Türkiye demokrasisi için de çok büyük bir kayıp. Özellikle de demokrasiye yapılan bu müdahalenin tamiri bir hayli zaman alacaktır. Eğer Türkiye dışında başka bir ülkeye böyle planlı bir darbe eylemi olsaydı, iç savaştan kurtulamazdı” dedi.

Bu girişimin planlı ve uzun soluklu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Caşın, “Arap baharıyla beraber Ortadoğu’nun yeniden tasarlanmasında da, şu gerçek ortaya çıktı ki, ayakta durabilen ve bir şekilde emperyalizmin bu oyununa dur diyebilen tek ülke Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Ve Atatürk’ün kurduğu bu laik ve demokratik devlet modeli, maalesef yaklaşık 40 senedir organize bir şekilde FETÖ’nün hazırlandığı bir darbe eylemiyle karşı karşıya kaldı” diye konuştu.

“TÜRKİYE TARİHİNDE İLK DEFA F16 UÇAKLARI MECLİSİ BOMBALADI”

15 Temmuz’un geçmişteki tüm darbelerden farklı olduğunu savunan Prof. Dr. Caşın, konuşmasını şöyle noktaladı:

“Asker hiçbir zaman sivil halka ateş etmedi. Ama burada örgüt kendi içerisinde özellikle Silahlı Kuvvetleri kullanmak suretiyle siyasal demokratik rejime müdahalede bulundu. Türk siyasi tarihinde ilk defa F16 uçakları meclisi bombaladı, ilk defa tanklar sokaklara çıkıp halkın üzerine ateş açtı. Bunlar örneğin Mısır’da, Sisi rejiminde görülüp normal karşılanan olaylar ama Türkiye’de bunlar olmamıştı. Ve halkın bir şekilde orduya olan güveninde bir sarsıntı yaşandı.

Cumhurbaşkanımızın liderliğinde başlatılan direniş hareketinin halk tarafından; özellikle de X ve Y kuşağının da apolitik olmaktan çıkıp demokrasiye sahip çıkması başka bir modelde yok. Türkiye bu konuda model oldu. Tabi bu modelin yaklaşık 250 şehidi ve binlerce gazisi oldu. Yani Türkiye bedelini ağır bir şekilde ödedi.”

“BU YÜZEYSEL BİR OPERASYON DEĞİL”

15 Temmuz’dan hemen sonra devlet refleksiyle gerekli tedbirlerin alındığını ve halen de alınmakta olduğunu belirten İstinye Üniversitesi Ekonomi ve Politika Araştırmaları Merkezi (EPAM) Müdürü Emekli Tuğgeneral Doç. Dr. Fahri Erenel ise “Günümüzde halen devam eden FETÖ operasyonlarına baktığımızda, ifadeleri incelediğimizde, yapılanmanın ilk başta düşünüldüğü kadar yüzeysel olmadığını fark ediyoruz. Yapılanmanın çok daha derinlerde olduğunu, hatta ilkokul ve ortaokul çocuklarının bile beyinlerinin yıkandığını ve onlara bu terör örgütünün istikametinde hareket etmeleri için gerekli eğitimler verildiğini ve faaliyete geçmeleri için de uygun bir zamanın beklenmekte olduğunu düşünüyorum” dedi.

“Çok hain, gizli ve bir ahtapotun kolları gibi devletin bütün birimlerini, genç dimağları sarmış bir terör örgütünden bahsediyoruz” diyen Doç. Dr. Erenel, “Askeri lisede, harp okullarında veya GATA’da okuyanlara, görevde olanlara baktık. Bu okullara aday olanlar üzerinde henüz durmadık. Örneğin üniversitelerde öğretim üyelerinin üzerinde durduk, birinci veya ikinci sınıf öğrencilerinden ne kadarının bu terör örgütü tarafından manipüle edildiğini fazla düşünmedik. Aynı şekilde şu anda tutuklanan, gözetim altına alınan teğmenlere baktığımızda bunlar harp okullarından veya askeri liselerden mezun değiller. Bunlara baktığımızda, büyük kısmının 2016’dan sonra sözleşmeli olarak alındığını görüyoruz. Demek ki bunların ortaokul ve lisede beyinleri bir şekilde yıkanmış” ifadelerini kullandı.  

“FETÖ’CÜLERİ BULMAK İÇİN DOĞRU ANALİZLER YAPMAMIZ GEREKİYOR”

FETÖ ile klasik terör örgütlerine karşı düzenlenen mücadele yöntemleri ile baş etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Erenel, konuşmasına şöyle devam etti:

“Çok ayrı bir yapılanmaya gidilmesi gerekiyor. Şu an devam eden davaların hepsi anayasal düzeni değiştirmeye yönelik olarak FETÖ terör örgütü mensuplarının yaptığı kalkışmayla ilişkin hususlar. Bunların içinde birkaç sivil, birkaç öğretim üyesi var. Bu insanlar, bu tür terör örgütünün esasında 10’da birini oluşturuyor. Esas tabaka köylerde oturan veya değişik kurumlarda en alt kademede olan insanlar. Ve onların henüz üzerine gidilmedi. Bu kişiler birileri tarafından ihbar edilince ortaya çıkıyor. Demek ki bizim bunları tespit etmekte bir takım noksanlıklarımız var.

Yani olay silahlı kuvvetler boyutundan belki ilkokul, ortaokul seviyesine düştü. Biz hep liseye, harp okullarına bakıyoruz. Sadece bunları yetiştirmiyor ki, bu sefer taktik değiştirip daha alt kademelere yönelmiş olabilir. Bu sebeple derin analizler yapmamız gerekiyor.”

Kaynak : DHA selin.gursel@dha.com.tr (Selin Gürsel)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz