CHP Gaziantep Milletvekili Meriç: Cezaevlerinde yatak değil, nefes alacak hava kalmadı!

0
20

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, Türkiye’deki cezaevlerinde yaşanan kapasite krizine dikkat çekerek, mevcut tabloyu “Cumhuriyet tarihinin en ağır adalet çöküşü” olarak nitelendirdi.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye genelinde toplam 405 ceza infaz kurumunun kapasitesi 301 bin 397 olmasına rağmen, mahpus sayısı 490 bini aştı.
CEZAEVLERİNDE YATAK DEĞİL, NEFES ALACAK HAVA KALMADI
Meriç, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Cezaevleri artık adaletin değil, adaletsizliğin yansıması haline geldi. 300 bin kapasiteli cezaevlerinde 400 bini aşkın insan var. 100 bini yerlerde yatıyor. Adil olmayan yargılamalar, ölçüsüz cezalar, verilemeyen denetimli serbestlikler, ertelenen şartlı tahliyeler… Cezaevleri doldukça doluyor ama vicdan boşalıyor.”
KAPASİTE 304 BİN, MAHPUS SAYISI 419 BİNİ AŞTI
Adalet Bakanlığı’nın 1 Eylül 2025 verilerine göre, Türkiye’deki 402 cezaevinde toplam 419 bini aşkın tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Kapasitesi 304 bin 964 olan cezaevleri, yaklaşık 114 bin kişi fazla yük taşıyor. Her 100 bin kişiden 490’ı cezaevinde bulunurken, son 15 yılda cezaevi nüfusu yaklaşık üç kat artarak OECD ortalamasını geride bıraktı.
Mahpusların çoğunluğunu erkekler oluştururken, yaklaşık 16 bin kadın ve bini aşkın çocuk cezaevlerinde tutuluyor. Ayrıca, binlerce çocuk, 65 yaş üstü mahpus ve engelli hükümlü, insanlık dışı koşullarda yaşam mücadelesi veriyor.
AĞIR TECRİT KOŞULLARI: İNSAN ONURUNA AYKIRI
Meriç, özellikle S, Y ve F tipi yüksek güvenlikli cezaevlerinde uygulanan ağır tecrit koşullarına şu sözlerle dikkat çekti: “Mahpuslar 8–10 metrekarelik hücrelerde 20 saate yakın tecrit altında tutuluyor. Bu, çağdaş hukukta değil, insan onurunu hiçe sayan bir anlayışta yer bulabilir. Belediye başkanlarımız, çalışma arkadaşlarımız ve yol arkadaşlarımız; kuyu tipi denilen bu cezaevlerinde adeta nefessiz bırakılıyor. Bu bir infaz değil; sistematik bir tecrit politikasına dönüşmüş durumda.”
“ADALET SİSTEMİ KORKUYU YÖNETİYOR”
Meriç, Türkiye’deki ceza politikalarının son 20 yılda adaletin değil, otoritenin bir aracına dönüştüğünü vurgulayarak, “Son 20 yılda mahpus sayısı altı kat arttı. Bu, toplumsal suça değil, siyasi suça verilen cezaların göstergesidir. Cezaevleri doldukça boşalan tek şey adalet duygusudur. Bugün Türkiye, her 100 bin kişiden 490’ının cezaevinde olduğu bir ülke haline geldi. Bu tablo, hukuk devletinin değil; korku devletinin göstergesidir” dedi.
“CEZA DEĞİL, İNTİKAM ANLAYIŞI HÂKİM”
Yargı sisteminin toplumu sindirmeye odaklandığını belirten Meriç, “Bugün cezaevleri adaletin değil, intikamın mekânına dönüştü. Denetimli serbestlik hakkı gasp edilen, şartlı tahliyesi engellenen binlerce insan var. Cezaevlerinde yalnızca duvarlar değil, vicdan da tutsak. Bu ülkenin hukuk sistemine değil, insan onuruna ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.
TBMM’YE ÇAĞRI: ADALETSİZLİĞE SON VERİLSİN
Meriç, TBMM’ye cezaevlerindeki insanlık dışı koşulların ve kapasite krizinin araştırılması için acil çağrıda bulundu: “COVID infazında adli mahkûmlar yok sayıldı. On binlerce insan, denetimli serbestlik hakkı verilmediği için yıllardır içeride. Cezaevleri bir rehabilitasyon alanı değil, toplumsal çürümenin aynası haline geldi. Artık bu adaletsizliğe son verilmelidir. TBMM, bu tabloya sessiz kalmamalıdır.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz