Nurcan CEYRAN
Canım ülkemde, her gün yeni bir cinayet ile güne başlıyoruz!
Cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor, bununla da kalmayıp dehşet derecede akıllara zarar nitelikte vahşet saçılıyor.
Genel olarak bakıldığında psikolojik sorunlarla savaşan, saplantılı, takıntılı, bağımlı, sapık türden insanların gözünü karartıp her şeyden vazgeçtiği bir cendere yaşanıyor adeta ülkede…
Namus kavramını yıllarca hep kadınlara yükledik, kısa etek tahrik eder, geç saatte gezmek aranmak, İslami şartlarda yetişmiş bir kız olsaydı şu an yaşıyor olurdu gibi cümleleri en entelektüel, aydın dediğimiz eğitimli kesimden duyduk..
Bu saygı duyulan, örnek teşkil eden insanların, ezici yorumları toplumdaki cinnet infialini de hiç şüphesiz doğurdu…
Günümüzde evli bir erkek evli bir bayana sarkıntılık edecek kadar küstah, yaşından çok daha küçük genç kızlara gönül indirecek kadar sapık, denilmiyor mesela..
Bu toplumda bu var mı?
EVET VAR!!!!!
TV kanallarında bunlara şahitlik ederken, psikolojik ve sosyolojik açıdan değerlendiren bir aydın görmedim henüz.
Yargılanırken sadece kadın yargılanıyor, cinsiyet ayrımı tamda bu radde de devreye giriyor..
Bu kadar söylemin olduğu hele hele ki, örnek alınması gereken insanların kadını hedef göstermesi ile kadına şiddet, vahşet niteliğinde, önü alınamaz hale geldi.
Önceleri bıçaklanmalar, ateşli silahlar derken bunlara da alıştırdılar bizi…
Öyle bir raddeye geldik ki, kadının kafası gövdesinden ayrılıp yol ortasına fırlatılır oldu.
Daha yeni, geçtiğimiz haftalarda kadına şiddet, intihar, devlet müdahalesi derken bir anda gündeme yeni ve daha korkunç olaylar zuhur etti…
Bir kadın gecenin bir vakti dışarı çıkamıyorsa, laik bir ülkede yaşadığı hâlde istediği gibi giyinemiyorsa, bu durumun tek suçlusu, ülke otoritesini sağlayamayan yöneticilerdir elbette.
Korunmayan, desteklenmeyen, sahiplenilmeyen kadınların sonu ne yazık ki ölüm oluyor.
Şikayet edip uzaklaştırma alan, kadın sığınmaya yerleşen ama ecelinden kurtulamayan kadınların vebali tamamen kanunlarda ki açıklar ve duyarsız toplum.
Psikolojik sorunu olan bir gencin 5 defa hastaneye yatırılıp dışarı salıverilmesi, toplum içine de dolaşmasının sağlanması demek yaşadığımız vahşetin geleceğini göz göre göre hazırlamak demek…
‘Kadın Ana’dır doğurur, toplumun çoğalmasını sağlayan ana faktördür, değerinin bilinmediği coğrafyada barış, huzur güven asla sağlanamaz…
Bir kadın şikayet ediyorsa o anda ve ondan sonra ki bir süre içinde korunması sağlansın, illa tehdit, uygulanmamış diye suç makinasını toplum içine salıverilmesin mesela…
TV de bir kaç kez denk geldim, adam tehdit etmiş, kadın şikayet etmiş…
İfadeleri alınıp salıverilmisler.. Bir kaç haftaya kalmadan tehdit eden kişi söylediğini yapmış, adam zaten yapacağını bangır bangır bağırmış ne yani illa öldürmesini beklemenin amacı nedir anlamış değilim…
Anne şikayet etmiş, oğlum madde kullanıyor, satıyor yerini söylüyor, bizim kanunlar o suç makinası bir kadın polisi öldürene kadar müdahale edemiyor…
Bu ülkede şikayet birimi sistemli çalışmıyorsa, neden ifade alınıyor, neden şikayet et diye dilekçe yazılıyor, illa ölüm gerçekleştikten sonra suçlu devlet tarafından derdest ediliyorsa şikayet etmeden ilk tehdit de müdafaa mi etsin mağdur…
Kendi adaletini kendi sağlayan toplumların, feodal kesimin hâlâ gelişmemiş, haritanın bir tarafında, doğu batı terimi ile ayrılıp, ürkülen, korkulan taraf olduğunu görüyoruz…
Anayasanın ilk 4 maddesi yerine, kadının şikayet çeşitliliğine göre ceza barometresi oluşturun önce.
Toplum kadınla aydınlanır, kadını yok etmenin faydası değil zararı hepimizi de yok eder….
Cinayetsiz huzur dolu bir hafta olması dileğiyle…
